CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, TBMM Genel Kurulu’nda CHP grup önerisinde partisi adına söz alarak Bakanların, milletvekillerine yönelik tutumlarıyla ilgili konuşma gerçekleştirdi. Sorunun tek adam sisteminden..
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, TBMM Genel Kurulu’nda CHP grup önerisinde partisi adına söz alarak Bakanların, milletvekillerine yönelik tutumlarıyla ilgili konuşma gerçekleştirdi. Sorunun tek adam sisteminden kaynaklandığını belirten Erkek, “Tek adam rejiminin yarattığı en büyük tahribat da Gazi Meclisin itibarsızlaştırılması oldu” dedi.
CHP’nin Bakanların, milletvekillerine yönelik hakaretleriyle ilgili grup önerisi üzerine konuşma yapan Erkek, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi adı altında yapılan yanlışları anlattı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun davası, CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır ile İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın fezlekelerini değerlendiren Erkek adalet vurgusunda bulundu. Erkek’in açıklamaları şu şekilde:
“Montesquieu’nun 1748 yılında yazdığı Kanunların Ruhu kitabında önemli bir şey var, 1748’de söylemiş. “Yasama, yürütme, yargı erkleri, organları tek elde toplanırsa o ülke felakete sürüklenir” diye. Maalesef bugün ülkemize Cumhur İttifakı, saray iktidarı bunu yaşatıyor. Sorun sistemde değerli milletvekilleri çünkü Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi adı altında tam bir keyfilik, liyakatsizlik ve adaletsizlik yaratıldı ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin, tek adam rejiminin yarattığı en büyük tahribat da Gazi Meclisin itibarsızlaştırılması oldu. Gazi Meclis saygınlığını kaybetti; evet değerli milletvekilleri, maalesef kurtuluşu ve kuruluşu gerçekleştiren Türkiye Büyük Millet Meclisi bu sistemde işte, yaşıyorsunuz atanmışların vesayeti altına girdi. Atanmış bakanlar burada, seçilmiş milletvekillerine ağır hakaretler ettiler ve bunları maalesef hepiniz izlediniz”.
“Atanmış Kişiler Bu Kürsüden, Milletvekillerine Parmak Sallayarak Asla Hakaret Edemezler”
“Değerli milletvekilleri, biz yasama organıyız, biz Türkiye Büyük Millet Meclisiyiz, biz milletin seçtiği milletvekilleriyiz ve Türkiye’yi temsil ediyoruz. Atanmış kişiler bu kürsüden, buradan Gazi Meclise, milletvekillerine parmak sallayarak asla hakaret edemezler ama siz bunların hepsini izlediniz çünkü maalesef siz de ağır bir vesayet altındasınız. Niye bunu yapıyorlar? Zaten bu sistemde bakan yok, aslında bu sistemde bakanlar Cumhurbaşkanının sekretaryası, Meclise karşı sorumlu da değiller. Yapmaları gereken, Meclise bilgi verip buradan ayrılmaları ama neden yapıyorlar? Çünkü Meclisin denetim yetkisi ortadan kalktı; gensoru yok, yazılı sorulara Bakan isterse cevap veriyor, isterse vermiyor. Burada Gazi Meclisin seçilmiş milletvekillerine hakaret edip çekip gidebiliyorlar ve sizler de bunu maalesef izliyorsunuz. Sorun sistemde değerli milletvekilleri, sorun Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde. Zaten önümüzdeki ilk seçim referandum niteliğinde de bir seçim olacak. Milletimiz bir karar verecek; bu sistem devam mı etsin, bu sistem değişsin mi? Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi mi, güçlendirilmiş parlamenter sistem mi? Atanmış Bakanlar, sekretarya görevini yapan kişiler seçilmiş milletvekillerine hakaret etsin mi, Gazi Meclise saygı duysun mu? Aslında böyle de bir seçim olacak”.
“Bu Sistem Egemenliği Şahsileştirdi”
“Değerli milletvekilleri, bu sistemde her şey çürüdü. Gazi Meclisi dahi maalesef, itibarsızlaştırdınız. Bu sistemde hukuk devletinin yerini parti devleti aldı. Bu sistemde adalet yok oldu, yolsuzluklar ve yozlaşma büyüdü, kutuplaşma büyüdü. Bu sistemde liyakatin yerini biat ve sadakat aldı. Bu sistemde devlet memurunun, bürokratın yerini parti memuru, parti bürokratı aldı. Maalesef, yarattığınız tablo bu. Bu sistemde kamu kaynakları, ihaleler yandaşlara verildi. Grup Başkan Vekilimiz Sakarya Milletvekilimiz Sayın Engin Özkoç burada. İşte, bu sistemde Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında vatandaşların, vatanseverlerin, yurtseverlerin bağışlarıyla kurulan Tank Palet Fabrikasını dahi Katar’a peşkeş çektiniz çünkü bu sistem böyle bir sistem. Tam bir keyfilik hâkim ama en önemli sorun bu sistem egemenliği şahsileştirdi”.
“Devletin Hazinesini Soyanların Fezlekeleri Nerede?”
“Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi neydi? Türkiye Cumhuriyeti devleti asla bir şahıs devleti olmayacaktı ama egemenliği şahsileştirdiniz ve Türkiye Cumhuriyeti devletini bir şahıs devletine maalesef dönüştürdünüz. Keyfilik o kadar hâkim ki bakın, bugün Hazırlık Komisyonu toplandı, Karma Komisyonun Alt Komisyonu, İYİ Parti ve CHP milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırmak istiyorsunuz çünkü talimat öyle geldi. 1.760 fezlekenin içinden 2 fezleke çektiniz, onu komisyona havale ettiniz. Kaldırın, hiç tereddüt etmeyin, derhâl kaldırın, beklemeyin. Ama işte Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin, bu tek adam rejiminin sonuçları bunlar. Peki, devletin hazinesini soyanların fezlekeleri nerede? Niye gelmiyor onlar? Kendi Bakanlığına kendi aile şirketinden mal satan, ticari ilişkiye girenlerin fezlekeleri niçin gelmiyor? İstanbul’un 2 kere seçilmiş Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, ahmak davasında hakaret cezası alırken aynı hakareti yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında fezleke nerede, soruşturma nerede? Ama Anayasa’nın 105 ve 106’ncı maddesi ortada”.
“Millet Sandıkta Demokrasi Dersi Verecek”
“Hiçbir atanmış bakanın Meclise karşı sorumluluğu yok. Ama hiç kimse merak etmesin, hiç kimse endişe duymasın, ilk seçimde milletin seçilmiş vekillerine ağır hakaretler eden atanmışlara bu sandıkta millet öyle bir ders verecek ki, öyle bir demokrasi dersi verecek ki 85 milyon bunu çok yakın zamanda görecek”.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.