Ah aşk, sevginin dışa vuran halinin görünüşüdür. Mevlana ve Şems… Bismillahirrahmanirrahim. Merhaba Saygıdeğer okurlarım; bizlere sevin ben yarattım, herşeyi sizin için diyor, bizleri yaradan, her şeyi yaradan ve her şeyin..
Ah aşk, sevginin dışa vuran halinin görünüşüdür. Mevlana ve Şems…
Bismillahirrahmanirrahim. Merhaba Saygıdeğer okurlarım; bizlere sevin ben yarattım, herşeyi sizin için diyor, bizleri yaradan, her şeyi yaradan ve her şeyin sahibi olan, ol dediğinde olduran Rabbim’in 99 esmasıyla başlarız.
Bizlere “sadece zararı dokunanları uzaktan, zarar vermeyenleri can, cana yakın tutarak sevin” dedi Kainat kitabında Allah. Düşünceleriniz de, tamamen kendinize ve yahut kendi yakınlarınıza veya bildiklerinizi değil, duyduklarınıza da, bilmedikleriniz ile tanımadıklarınızı da sevin (sevmek=korumak) dikkat edin kimsenin zararı dokunmasın, koruyup, kollayın, sevin yani ilgilenin, alakadar olun manası vardır.
Duyduklarınız sizin için sevginizin derecesinin ne kadar uzaklara ulaşabileceğinizin işaretidir, geniş bir gönül büyüklüğünün, var oluşunun size kanıtıdır. Yaptığınız her güzel davranış sizin Allah’tan aldığınız enerjinin, siz de sevginin artması demektir. Gelen sevgiyi çok paylaşmanız biz kullar için sönmeyen bir ışıktır, çok veya az dağılımı bizim elimizdedir. Sevginin, diğer bir adı görevdir, görevinin, Allah’ın katında değeri vardır.
Sevmek; sevmekle ilgili bir hayat felsefesidir, anlatılmaz, yaşanır veya yaşatılır. Sizlere çok beğendiğim ve siz okurlarımla ne zamandır istediğim bir gerçek aşk hikayesini bir sevgili ile yaşanmış bir hikayeyi. Bu hikayeyi çok sevdiğin bir yakınını hakka yürümüş, dönüş yok ama, size gelecek diye yalan söyleyen, birini hayal edin ki, hikayeyi anlayın, o kişinin yalan olduğunu bile, bile bir anlık dahi olsa da o yalanın karşılığında neler verdiğini, sahi olsa ne yapardı?
Empati yaparsanız sevinirim. Hikaye Hz. Mevlana ve Şems, Şems öğreten Hz. Mevlana öğrenen. Ne var bunda, çok şey var bunda. Aşk var. Çünkü iki kisi de, Allah’a aşık, çünkü ikisi de, Allah adına birbirlerini sevdikleri için O sevginin aşka dönüşmesi gayet olağan, çünkü Allah sevgiyi aşka dönüştürendir. Aşk deliliktir= Delilik= her şeyin tam tersini veya başka insanların yapamadığını yapmak mesela doğruyu söylemek bir delilik emaresidir, cesareti olan hakikati söyler.
Sevdiği insana seni seviyorum demek cesaret ister, deli bunu söyler, sevmediğini de söyler. Deli yapılamazları yapar, ne zaman aşıkı yanındaysa yapmaz, hiç yanında olmadığı olur mu, hayır her an onunladır. Hiç bir an dahi bırakmaz ki, mümkünü yok böyle bir şeyin, için an da kalır hiç ayrılmaz. Kimine göre çılgınlıktır evet öyledir, hakikat halidir aşkın, ne yapsam da sevdiğimi güldürsem ne yapsam da mutlu olsa diye düşünür aşık, maşukuna varmıştır. Hep o vardır silinmiştir, hiç bir şey onun ilgisini çekmez görmez, duymaz, onun yaşamı O’ olmuştur. Bu oluşum onun istediği yer, O’nun yanından başka bir yer olamaz hiç kopmak bir olmuştur kopamaz, koparılamaz da buna çaresiz kalırsa izin verir.
İşte konumuzda bu hal üzere meydana gelir. Çaresizdir büyük pir Hz. Mevlana, Şems gitmiştir, yanında onu da götürmüştür, bir hiçtir artık, yemeden içmeden kesilmiştir. Her şey durmuştur her yer karanlık, aylarca odasından çıkmaz, bütün halk ne yapsak eski haline dönse bizlere vaazlar verse, bize dönse diye adaklar adayıp hemen yaparlardı. [adak adanır ve hemen yapılırdı. Adağım Olsun da yaparım diye adanamaz] Derken Konya halk kapısına gelir, onlarla konuşmasını ister yalvarırlar.
Bitmiştir ayrılık, bitmiştir hasret, vuslat zamanıdır artık bütün Konya halkı heyecanla sevgilisini, Mevlanası Celalettin Rumi hazretlerini beklemektedir. İçeriden cevap gelmiş, çıkacak halk ile konuşacaktır. Halk bu sevinçle evlerine döner. Celalettin’in beklediği gelmemiştir, daha da uzun süre bekler, bekler. Konya’da herşey yolunda eskisi gibi olmuştur. Halk mutlu mevlanasına kavuşmuştur, ama mevlana çok üzgün, kavuşamamıştır. Ama Celalettin Rumi çok durgun. Çok zaman geçmiş ama ne haber var nede iz, Konya halkıda huzursuz ne yapsalar da gelse çaresizlik Konya’yı sarmış. Yok diye mırıldanırken bir kervan görür ve bekler belki O gelir diye, yaklaşır kervan ve kervancı bağırır “Şems geliyor” der, Hz Mevlanaya. Hemen Mevlana koşarak yanına gider, elinde avcunda ne varsa verir.
Birisi bağırır “bu kaçıncı yalanın, niye veriyorsun elindekini, avcundakini” der Hz. Mevlana’ya adam. Biliyorum der Hz Mevlana, doğruyu söyleseydi canımı verirdim. Sözün bittiği yer. Sözün bittiği gönüllerin devreye girdiği, vicdanların savaş verdiği bir an kimse seveni, sevdiğinden, kendi çıkarları için ayırmasın. Bırakın her kişi sevdiğinle olsun yaşasın. Etme, duydum ki bizi bırakmayı azmediyorsun, etme. Başka bir yar, başka bir dost meylediyorsun etme. Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı? Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme. Çalyema bizi bizden bizi, gitme o ellere doğru. Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.
Bu şiirin devamı 26 satır. Tercih sizlerin, amma tamamını okuyan bu şiirin o hasreti içinde duyar, Hz. Mevlana bütün hasretini, aşkını, bu şiirle anlatmıştır okuyana sevgi dolun her an. Allah’a emanet olun inşallah.
Saygıdeğer okurlarım. Bir akıllıya anlattım, bir misalle, bir cahile anlatamadım bin misalle. Sevgi dolsun her daim kalp küpünüz, sevgi dağıtın her an sevgilinin adına…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.