Dışarıya çıktığımızda hiç tanımadığımız yoldan geçen insanlara siz hiç özlem duydunuz mu diye sorduğumuzda, eminim hepsi evet diyerek, yaşamlarının belli bir anında özlem duyduklarını söylerler. Zaten özlem duymak insanoğlunun hayatta..
Dışarıya çıktığımızda hiç tanımadığımız yoldan geçen insanlara siz hiç özlem duydunuz mu diye sorduğumuzda, eminim hepsi evet diyerek, yaşamlarının belli bir anında özlem duyduklarını söylerler.
Zaten özlem duymak insanoğlunun hayatta en çok gerçekleştirdiği eylemdir. Doğrusu da bu değil midir?
Duygularıyla hissedebilen, düşüncelerini kullanabilen herkes özlem duyar. Özledikçe yaşamdan bir mana çıkarır.
Kimimiz askere giden kardeşimizi, kimimiz kaybettiğimiz yakınlarımızı, kimimiz uzaklarda olan yarimizi, kimimiz ise spor bir otomobili, ya da etrafı yeşillikler içinde bir eve özlem duyarız.
Özlem duyanı da kimse anlamaz. Sabret der. Şunun şurasında ne kadar zaman var ki bu da geçer deyip, özlemine göre türlü türlü nasihatlar verirler.
Karşıdan davulun sesi güzel gelirmiş ama bir de onu davula sorun, yada bekara hanım boşamak kolay misali farklı farklı yollar gösterirler, şunu yap bunu yap diye.
Empatiden uzaklaştıkça duygularından da uzaklaşırlar, özlemi yaşayamamaya başlarlar.
Ta ki, özlem kendi başımıza gelene kadar.
O zaman yanımızda gördüğümüz herkese özlemimizi gidermek istediğimizi söyleriz, özlemi gidermek için çeşitli çareler, yardımlar ararız. Lakin herkesin özlemi kendine deyip ve kavuştukça özlemlerine, uzaklaşırlar, unutup giderler seni.
Bizde umudumuzun bittiği noktada özlemle baş başa yaşamayı öğreniriz…
Eski Site Okunma Sayısı: 2366
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.