Allah Bilinmek İstedi

Bismillahirrahmanirrahim.

Saygıdeğer okurlarım, Allah bilinmek istedi. Biz nasıl bildik, nasıl biliyoruz. Allah bilinmek istediği gibi mi bildik yok kendimizin işine geldiği gibi mi bildik? Nasıl tanıdık, tanıyor muyuz? Neyi ne kadar biliyoruz, tanıyoruz? Peygamberimiz Hazreti Muhammed Yarabbi Sen’i tenzih ederim, Biz Sen’i hakkıyla bilemedik. Allah bizim her halimizi biliyor. Bizi aşk ile yarattı bütün kainati emrimize verdi. Biz hakkı ile bilemiyoruz. Ama (O) bilinmek istedi. Bu bir emirdir ve insanı yarattı şükür etsin diye çoğalmasını emretti.

Zariyat,51/56 “Ben cinleri ve insanları yalnız beni tanıyıp kulluk etsinler diye yarattım.”

“Dua, insanın Allah karşısındaki esas duruşudur. Furkan 25/77 ayet, duanın insanın varlık (yaradılış) sebebi olduğunu söyler. Bu yüzden ‘dua ibadetin iliğidir’, Dua etmek bizatihi kabul görmüş bir duadır. Ey insan! Duanın kabul olup olmadığına değil, dua edip etmediğine bak. Zira dua eden kalp Allah’la diyalog halindedir.”

Allah önce nerede bulunur?

O’ ki kendine bir mekan halk etti, O mekan (Kainattır)

O’ Öz ise insandır. Ve Kainattan. Ve kendisini de insanın bedeninde (Sultan eyledi). Kendisinin sultanlığını insan bedeninde gizlenerek sürdürdü. Ve öyle gizledi ki, bizzat insan insanın (İçinde) olduğu halde, İnsan, O’nun kendi ruhunda bulunduğunu anlayamadı. O kendisini sıfatında gizledi. Ve bu gizlenmeyi sağlamak için, insana “Zan” duygusunu verdi. İnsan ise, o zan duygusuyla Zatullah’ı (HU) göklerde, yıldızlarda orada burada “zan” etti. Ve Zatullah. İnsandaki “zan” duygusunun oluşması görevini de “İblis”e verdi. Ve her insanın ruhunda bir iblis var demektir ki var. Bütün bunların tamamını bilmemiz bizi alim yapmaz sadece biliyoruz avucumuzda ve yahut elimizdeki su bardağında, su var biz o suları içmediğimiz vakit, kullanmadığımız zaman, içimize girip o su bize fayda etmezse faydalanmazsak suyun ne önemi var? Fayda vermeyen bilgide öyledir. “Faydasız ilimden Allah’a sığınırım.” Öğrendiğimiz her güzel bilgiyi hayatımıza geçirmedikten sonra hiç önemi yok. Bazen duyduklarımız bizi korkuta bilir, bazen öğrendiklerimiz bizi ürkütebilir, bazen de boş verebiliriz bütün bu hallerin hepsini aynı anda bu duyguları yaşayabiliriz, ama hemen bütün bu hal ve duygu bizi Allah ile birlikte olmamız gerektiğini hatırlatan bütün iyi ve kötü duygular içinde bulunan bizi, refah ve güzel olmaya, yolumuzun her ne koşulda devam etmemize imkanlarımızı seferber edecek en güzel Allah’ın 99 esması “Vedut” Sevgi, imdadımıza yetişen bir silahtır. Çünkü sevgi her derde devadır. Çağır gelsin kimi çağıracaksın bizleri yaratan ve kendi ruhundan vereni, verirken de bütün vasıflarının hepsini veren, “Allah’ı” bizi bizden iyi tanıyıp bileni ve bizi en çok sevene sesleniriz dar zamanlarda yetiş “Allah’ım günah işlemekten” yani beni, benden koru” der, Allah’ım sana sığınırım derim. Sadece iblisten, kötü bildiklerimizden Allah’a sığınmayız kendimizi kendimizden de sakınırız çünkü iblis bizim bedenimizde, bu demek oluyor ki aynı zamanda ruhumuzu da, bedenimizde nefsimizin içinde yer almaktadır. Kötülükleri hep başka yerde değil ilk önce, nedenini arayıp kendi beden ve ruhumuzda olan nefsimizde aramalıyız. Allah her zaman bizim ile biz kiminleyiz, ona yani kendimize gönlümüzde yer verdik mi? Ayet; Allah’ım ben bittim derim. “Vedut vasfıyla çağırırsa hakkı ile sevdi ise bu sevginin içi dolu ise” O’ yettim” kulum der o an bizimledir, ama bizim, önce Sevgi duyup “bittim” Allah’ım dememiz lazım. Çünkü biz bittim demeden O’ yettim kulum demez. Bu çağırma Allah’ın dediği ve istediği kul olmaktan geçiyor. Vedud’un karşılığı sadece sevgi değil.
Saygıdeğer okurlarım . Vedud; Çok seven- Çok sevilen , Mutlak ve Sınırsız, Eşsiz Ve Benzersiz, Sevgi Kaynağı demektir, “Saf sevgi” dir. Allah için kullanılan el -Vedut ” sınırsız sevgiyle seven ve sevdiği kullarından da sınırsız sevgi isteyen ” vurgusunu da taşır.

Bütün bu bilgileri bilip te yapmamız gerekir çünkü işlemezseniz ” Hak” işlemez. Bendeniz, el işi yaparım, yeni bir örnekle tanıştığım vakit sabahlara kadar örer de örerim aşk ile bizlerde Allah ile aşkı her vakit her an ile sınırsızlaştırabilirsek Allah için her an, vakit ,zaman, yer, mekan sınır yok çünkü ibadet akılla yapılır ve gönülle ulaşılır . Kendimi bildiğimden beri, aklım erdiğinden beri, din ile ilgili bir konu duyduğum vakit araştırırım ve şimdiki zamanlarda daha kolay tabi Elli sene öncesi araştırma yapmak çok zordu. Bir şey aklıma takıldığı zaman cevabını bulmak için en az on kitap okuyup ta bulamadığım olmuştur. Yazı yazdığımdan bu zamana kadar bilmediğim aklımın yatmadığı bir cümle yazmadım, hep araştırdım en az üç kişinin Tevsirlerinden faydalandım, bu Tevsirler; ” Süleyman Çelebi’in” yazdığı” Mevlidi Şerif” , ” Hz Mevlana’ın, “Mesnevisi”, ” Mehmedi Bican” “Muhammediye”, Ahmed-i Bican’ın Envarül Aşık, ” Delili Hayrat” Kara Davut, adlı kitaplar dan Türkçe manalarını sizlere hakikati yazan kişilerin bıraktıkları emanetlerden okudum, yazdım ve de 15 senedir de yazmaktayım. Allah’ın izni ile yazıyorum.

Saygıdeğer okurlarım, sizlere verdiğim bilgilerin daha da detayını. Kur’an-ı Kerim de öyle bir derya, umman, gök yüzü, alaimisema, asumandır ki her kişi dalar o ummana dilerse. İsteyen, dileyen, arayan, bulan, soran, görmek isteyene istediği var bu kitapta okuyan her zaman kazanır, ne dilerse. Aradığı varsa bulur, önce kendini bulur. Hoş kalın.

Bendeniz; “kulunuz”, “köleniz” anlamına gelmekle, birlikte, “ben” adılı yerine kullanılın bir alçak gönüllülük sözü. Ben kulunuz. İsimsiz sunum, bilinen kişi. “Bende”, Farsça’da “kul” tutsak demektir. Burada ki mana Allah’ın kölesi, kuludur. Bendeniz.