Seçimlerin yavaş yavaş start aldığı şu günlerde sağolsun sevdiğim insanlar benim de hiç değilse bir başlangıç olması açısından bir partiye üye olup, encümen üyeliği için başvurmam konusunda ısrarlı davranıyorlar.. Ben..
Seçimlerin yavaş yavaş start aldığı şu günlerde sağolsun sevdiğim insanlar benim de hiç değilse bir başlangıç olması açısından bir partiye üye olup, encümen üyeliği için başvurmam konusunda ısrarlı davranıyorlar..
Ben de bugünkü yazımda hem onlara cevap vermek için, hem de siyaset deyince aklıma ne geliyor, bana göre nasıl yapılmalı, bunları paylaşmak istiyorum sizlerle..
Yazacaklarım, sadece kendi düşüncelerim ve gözlemlerimdir.. Yazının bitiminde siz de yorum yaparak yazıma fikirlerinizi beyan edebilirsiniz.. Hatta bence doğru siyaset nasıl yapılmalı, sorusuna böylelikle daha çok katılımcıyla, doğru cevap bulmaya çalışabiliriz..
Siyaseti hep sevdim.. Çocukluğumdan beri, hep bu konuyla ilgili oldum.. Çünkü hükümet politikalarının insanların yaşamlarını nasıl etkilediğini çok yakından gördüm.. Alınan kararların, uygulanabilirliğini de gördüm, uygulanılamadığını da.. Pek çoğumuzun farkında olduğu ya da olmadığı zamanlarda dahi hele küçük kasabalarda yaşayan bireylerin bu tarz durumlardan nasıl etkilendiğine şahit oldum..
Aslında herkes herşeyin farkında yaşamın içinde.. Ama kimisi ya boşveriyor, ya da verdiriliyor, ya da bir süre sonra uğraşmak isteyenler de vazgeçiyor bıkkınlıktan dolayı..
Bir siyasinin yapmaya çalıştığını, diğer siyasi bozmaya çalışıyor… Zaman geliyor, çetrefelli yollarla ki, benim lügatımda buna yalan deniliyor, yapılması gereken bir olayı döndürerek, evirip çevirerek sonuçlandırmıyorlar.. Sen ben kavgasıyla bu işler böyle yürüyüp gidemiyor maalesef neticede de..
Bu olay Türkiye’nin her yerinde üç aşağı beş yukarı aynı… Ama Gelibolu gibi küçük kasabalarda biraz daha göz önünde yaşanıyor.. Çünkü herkes, herkesi bir şekilde tanıyor..
Benim görüşüme göre siyasetçi dürüst olmalı.. Olabilecek her işle birebir ilgilenebilmeli.. Deyim yerindeyse, tuttuğunu koparabilmeli… Şahsi menfaatlerinden ziyade topluma faydası olacak işlerle ziyadesiyle uğraşabilmeli… Gerektiğinde danışabileceği, fikrini alabileceği ekibi olmalı… Sosyal olabilmeli, herkesle iletişim kurabilmeli.. Yeni fikir ve projeler sunabilecek donanıma sahip olabilmeli… En önemlisi de toplumun güvenini tam olarak kazanmış, her işi kotarabilme becerisine sahip, memleketini çok seven ve bu konuda her türlü fedakarlığı yapabilecek bilgi ve beceri sahibi olabilmeli…
Son yıllarda Gelibolu’daki siyasilere baktığımda hep aynı insanları görüyorum… A partisindeyken, iktidar değişikliği sebebiyle B partisine geçen, hatta encümende dahi senelerdir görev yapan aynı kişileri görüyorum.. Dolayısıyla bir kısır döngü içerisinde Gelibolu dönüp duruyor.. Yerel yönetimin imkanlarının da bütçe anlamında kısıtlı olması, işlerin yürümesini ciddi şekilde yavaşlatıyor..
Şahsi menfaatlerini açıkçası her zaman Gelibolu’ya hizmet anlayışından daha önde tutan, sadece bir yerlerde olmak, olabilmek ve bir kimlik taşıyabilmek amaçlı iş yapıyorlar… Bu da Memleketin ilerlemesine hiç bir katkı sağlamıyor.. Parti mensubu oldukları için de yanlışa yanlış diyemiyolar.. Bağlayıcı olması nedeniyle partici olmak, özgür davranabilmelerini, katılmasalarda verilen kararlara katılıyormuş gibi yapmaları toplumda hepsinin aynı kategoride görülmesini sağlıyor..
Dolayısıyla da insanlar sadece kendi işlerini bireysel çözüm yoluna gidiyorlar.. Kimsenin de yaşadığı yeri göresi de kalmıyor.. Siyasilerin sorumlulukları bunlarla da bitmiyor.. Herkesin sorununa sözüm ona çare bulmaya çalışırken, çok da ah alıyorlar..
Yaparız, veririz, hallederiz zihniyeti bir yerde çözüm olmayınca geri dönüyor.. Sırf bu yüzden, ahbap çavuş ilişkisi yüzünden, siyasetle ilgili olup da işini kaybeden, iflasın eşiğine gelen insanlar gördük bu düzen içerisinde.. Çünkü partilim dediğiniz insanları kıramayıp gerektiğinde onlara omuz vermek amaçlı kefil oluyorsunuz ve bu bir süre sonra sizin sonunuz oluyor…
Eski partililerle yeni partililerin aynı masada bir davette oturmaması, gördükleri halde birbirlerini görmezden gelmeleri, organizasyonlarda aynı ortamı bile paylaşmak istememeleri küçük yerde siyasi olabilmenin diğer zorluklarından biri..
Benim hayalimde ki siyaset ise birlik ve beraberlik içerisinde dürüst insanların bir araya geldikleri memleket sevgisinin öne çıktığı, yetmediği yerde parti gözetmeden insanların birbirine omuz verdiği sık sık o parti bu parti demeden, birbirine çelme takmadan istişare içerisinde bulunabildikleri sevginin saygının ve en önemlisi de edebin ve hoşgörünün öne çıktığı davranışlar bütünü olmalı..
Sevgilerimle…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.