Son Dakika: Çanakkale Teknopark Anadolu’da Yine Zirvede *** Biga’da Uyuşturucu Operasyonu Yapıldı *** CHP’li Güneşhan: “Deprem Bölgesinde Eğitim Büyük Sorun!” *** Gazetecilerden İl Genel Meclisi Başkanı’na Ziyaret *** 101 Anne Yüzlerce Öğrenci İle Buluştu *** WhatsApp Haber Hattı: 05437951277

Korona Bahane

Mevsim yaz… Hava sıcak… Sezon, turizm sezonu… İnanmıyorsanız gidin bakın, plajlar tıklım tıklım! Maske, mesafe hak getire! Ama hükümet açısından hiçbir sorun olmuyor! Öyle ya, ölene işte mezar, ölmeyen de..

Korona Bahane
Yayınlanma: 1.099 Okuma

Mevsim yaz…
Hava sıcak…
Sezon, turizm sezonu…
İnanmıyorsanız gidin bakın, plajlar tıklım tıklım!
Maske, mesafe hak getire!
Ama hükümet açısından hiçbir sorun olmuyor!
Öyle ya, ölene işte mezar, ölmeyen de dünyada bol bol gezer…
Biliyorsunuz, iyice allayıp pulladılar ve Allah’ın evine protokol sokarak Ayasofya’yı açtılar.
Kaç kişiyle?
Tam 350.000 kişiyi bir mekâna topladılar. Ama efsunluyuz ya, onun için hiçbir şey olmuyor.
Türkiye’de tam 84 bin 684 cami var. Hepsi açık ve namaz ibadetinin doğası gereği Korona’nın yayılması için mükemmel bir ortam var! Ama hükümetimiz ve ahalimiz için hiçbir sorun teşkil etmiyor!
Hükümete puan getireceği düşünülen program ve açılışlarda ise Korona zaten hiç yok!
Mesela AKP’nin bayramına döndürülen 15 Temmuz 3000 kişi ile kutlandı!
Mesela sınavlar yaptılar, on binlerce öğrenci taşındı, sınav salonlarına alındı, aileler okul çevrelerinde toplanıp beklediler, sosyal mesafe yine hak getire… Fakat hükümet hiç işkillenmedi bile!
Gidin bakın semt pazarlarına, insanlar iç içe ve sözde yasağa rağmen onun elleyip bıraktığını bu elliyor, bunun bıraktığını da şu kişi satın alıyor, lakin yine bir problem görünmüyor!
AVM’ler açık şakır şakır çalışıyorlar, düğün salonları açık şıkır şıkır oynuyorlar, Korona engel değil!
Biliyorsunuz, geçtiğimiz haftalarda bir Kurban Bayramı kutladık. Hiçbir kısıtlama da yoktu, hep birlikte iç içe kurbanlar kesildi, etler doğrandı, aynı bardaktan buz gibi sular içildi; her ne kadar ziyaretlerin yapılmaması tavsiye edilmiş olsa da, ev ziyaretleri yapıldı, gelindi gidildi, beraberce yenildi içildi ama bir sıkıntı görülmedi.
Bugün ise (26 Ağustos) Ahlat’ta Malazgirt Zaferinin yıldönümünü kutladılar.
Fakat her nedense, kutlama etkinliklerinin merkez üssü; Muş Malazgirt değil de Ahlat…
Okçular Vakfı ve AKP’li belediyeler harıl harıl çalıştılar…
Etkinliklerin düzenlendiği “Malazgirt Meydan Muharebesi Tarihi Milli Parkı”nda; giriş kontrol ünitesi, 250 otobüslük otopark, normal otopark, 250 metre uzunluğunda ve 1071 adımlık fetih yolu, merasim ve hitabet alanı, tam 12 adet helikopter pisti, namazgâh, ikram alanı, şadırvan, giriş takı ile dinlenme yerleri inşa edildi.
Bu kapsamda çeşitli el sanatları, etnospor, karakucak, yağlı ve şalvar güreşi, yöresel zenginlikler ve okçuluk etkinlikleri sergilendi.
Etkinlik alanında biri han olmak üzere tam 37 çadır kuruldu.
Hiç kimse Korona’yı moronayı takmadı, daha doğrusu Korona bu etkinliklerin yapılmasına engel olarak görülmedi!
26 Ağustos ne?
Malazgirt Zaferi’nin yıldönümü… Yani, bir Zafer Bayramı.
Sadece dört gün sonrasına denk gelen 30 Ağustos ne?
Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin yıldönümü… Yani, bu da bir Zafer Bayramı.
İkisi de milli bayram…
26 Ağustos tabi ki en coşkulu şekilde kutlansın. Cumhuriyetimizin kurulmasına ve milletimizin esaretten kurtuluşuna vesile olan 30 Ağustos da en coşkulu şekilde kutlanmalıdır.
Çünkü Türk Milleti’nin Anadolu’yu ebedi Türk vatanı yapmasını sağlayan üç önemli zafer vardır. Birincisi MALAZGİRT, ikincisi MİRYAKEFALON, üçüncüsü de 30 AĞUSTOS BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ’dir.
Miryakefalon’un henüz tam olarak farkında değiller. Malazgirt’i ise ön plana çıkararak en şaşalı şekilde kutlamak gayretindeler. Ama gelin görün ki, işin içine “CUMHURİYET” ve “ATATÜRK” girdi miydi, işler 180 derece değişiyor.
İşin içinde 23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekim ve 30 Ağustos varsa; mazeretin bini bir para!
Yeni değil, tam 10 yıldır bunu yapıyorlar…
Şehitler var dediler, yasakladılar!
Deprem oldu dediler, yasakladılar!
Maden göçtü dediler, yasakladılar!
Halk travma geçirdi dediler, yasakladılar!
Güvenlik problemi var dediler, yasakladılar!
Kulağım ağrıyor dediler, törenlere katılmadılar!
Yağmur yağdı, hava soğudu, yan yattı, çamura battı, lastik patladı, şoför atladı…
Dediler, dediler dediler…
Yasakladılar, yasakladılar, yasakladılar…
Hiç olmadı savsakladılar!
2011 yılından beri Türk milletine milli bayramları zehir ettiler!
Şimdi de “Korona var” dediler ve yine yasakladılar!
Evet, doğru, Korona tehlikeli!
Fakat unutmayın ki, bir milletin milli değerlerin yok edilmesi Korona’dan çok daha tehlikelidir!!!
Görünen o ki; birileri açısından Korona bahane, milli bayramların yasaklanması ise şahane!!!
Daha ne diyelim?
Aslında en güzelini şair Mustafa Yaralı söylemiş:
“Hür olsak da sürgündeyiz,
Bayram bizim neyimize.
Yaşasak da zor gündeyiz,
Bayram bizim neyimize.”

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.