CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kuraklık ve pandeminin etkisine rağmen tarımda uygulanan yanlış politikaların un ve ekmek zammı olarak kendini gösterdiğini belirtti. Böyle giderse ekmek fiyatlarının 3-4 liraya çıkma..
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kuraklık ve pandeminin etkisine rağmen tarımda uygulanan yanlış politikaların un ve ekmek zammı olarak kendini gösterdiğini belirtti.
Böyle giderse ekmek fiyatlarının 3-4 liraya çıkma ihtimalinin bulunduğunu söyleyen Gürer, “Ekmeğe zam yapılmasın, fırıncının una gelen zammını bir yıl süreyle devlet karşılasın, ekmekle fiyatı ile oynanmasın” dedi.
AKP iktidarının ithalat politikasını, karınca ile ağustos böceği hikayesinde yaz günlerini saz çalarak geçirip, kışın karıncaya muhtaç olan ağustos böceğine benzeten Gürer, bugün tarımda yaşanan sorunlar ile temel tüketim ürünlerine gelen zamları sadece pandemiye, kuraklığa ya da dış güçlere bağlamanın da olası olmadığını vurguladı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yaptığı açıklamada tarımda yaşanan sorunlar, un ve ekmek fiyatlarına gelen zammın yansımaları ve çözüm önerilerini anlattı.
Asıl Sorun; AKP’nin Yanlış Tarım Politikası
Tarımda yaşanan sorunları tarihsel süreciyle birlikte değerlendiren CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kuraklık, pandemi ve döviz kurlarındaki hesaplanamayan artışların, tarımda ve tarımsal ürünlerdeki fiyat artışlarına önemli yansımalarının olabileceğini ancak işin özünün AKP zihniyetinin tarımda 20 yıldır uyguladığı yanlış politikalarla oluşan durum olarak değerlendirilebileceğini kaydetti.
Cumhuriyetin İlanından Günümüze Tarım Arazilerinin Durumu
Cumhuriyetin ilk yıllarında Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk ele aldığı konunun tarım olduğunu anımsatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, o dönemde 6.5 milyon hektar olan Türkiye’nin ekilebilir tarım arazisinin 1950’de 25 milyon hektara, 1980’de ise 28 milyon hektara çıkarıldığını belirtti.
5 Milyon Hektar Tarım Arazisi Yok Edildi
2010 yılında 24.4 milyon hektara gerileyen tarım arazilerinin 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı verilerine göre 23 milyon 100 bin hektara kadar düştüğünü söyleyen Gürer, 1980 yılından bu yana 5 milyon hektara yakın tarım arazisinin yok edildiğine dikkat çekti.
800 Bin Çiftçi, Çiftçiliği Bıraktı
Çiftçi Kayıt Sistemi’ndeki (ÇKS) 800 bin kişinin çiftçiliği bıraktığını belirten Gürer, “Böylece Türkiye kendi kendine yeten bir ülke olmaktan çıkıp ithalatçı bir noktaya evririliyor. ‘Paramız var gideriz, yurt dışından alırız’ düşüncesi ile ne yazık ki tarım politikalarında gerçekçi uygulamalardan vazgeçildi” dedi.
Taban Fiyat Uygulamaları Hatalı
Taban fiyat uygulamalarındaki hatalar, ekim yapan yerine arazisi olana destek verilmesi gibi uygulamaların çiftçi sayısının azalmasına ve ekim alanlarının daralmasına neden olduğunu ifade eden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çözümü ithalatta arayan AKP iktidarı, üretimden uzaklaşmasının da bugün yaşadığımız sorunların en önemli nedenleri arasında yer aldığına değindi.
İktidarın Yaptığı Ağustos Böceği Gibi
AKP’nin tarım politikasını ağustos böceği ile karıncanın hikayesindeki yaz boyunca şarkı söyleyip, kışın karıncaya muhtaç olan ağustos böceğine benzeten Gürer, “Karınca ile ağustos böceği hikâyesinde anlatıldığı gibi ithalat yaptığı süre içerisinde yurt dışı piyasalarının uygun olması Adalet ve Kalkınma Partisinin tarımdaki yanlış politikalarının açığa çıkmasını engelledi. Kuraklık ve pandemi süreci tüm çıplaklığıyla gerçeğin açığa çıkmasına sebep oldu” dedi.
Tarımda Planlama Yok Öngörüsüzlük Var
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, AKP iktidarının tarımda planlama yapmaması ve öngörüsüz olmasının da bugün yaşanan sorunların en önemli nedenleri arasında yer aldığını belirtti.
TÜİK’in Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı hububat rekoltesi tahmini ve buğday ve arpa açığı ilgili rakamlarda da yanıldığını belirten Gürer, “Bu yıl Mayıs ayında TÜİK Tarım ve Orman Bakanlığı verilerini açıklıyor. Ve diyor ki bir önceki yıla göre buğday üretimi % 7.3 oranında azalarak 19 milyon ton olacak, arpa üretimi % 6.6 oranında azalarak 7.8 milyon ton olacak, çavdar üretimi 3.6 oranında azalarak 285 ton olacak, yulaf üretimi % 6.5 oranında artarak yaklaşık 335 bin ton olacak diye ön görü de bulunuyor. Mercimek için ise % 6.6 oranında artarak 350 bin ton olacak, deniliyor.
Hasat döneminde Ekim ayına gelince bu sefer rakamları güncelleyerek şu açıklama yapılıyor:
‘Buğdayın bir önceki yıla göre üretimi %1 3.9 oranında azalarak yaklaşık 17.7 milyon ton, arpa üretimi % 30.7 azalarak yaklaşık 5.8 milyon ton, çavdar üretimi % 32.4 oranında azalarak 200 bin ton, yulaf üretimi 9.1 oranında azalarak 286 bin ton olacağı açıklanıyor. Olaya bakar mısınız? Mayıs ayında 19 milyon ton Türkiye’nin buğday üreteceği tahmin edilirken, Ekimde bu tahmin 17.7 milyon tona çekiliyor” şeklinde konuştu.
2 Milyon Ton Arpa İthal Edildi
2020 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı stoklarda yeterli hububatın olduğunu açıkladıktan hemen sonra peşpeşe ithalat ihalelerinin yapıldığını hatırlatan Gürer, “450 bin ton arpa açığı olduğu söyleniyor ama ithal edilen arpa miktarı 2 milyon tona yakın. TMO arpada 1750, ekmeklik buğdayda 2250 ve makarnalık buğdayda 2450 lira taban fiyat açıkladı. Bakan, ‘çitçi bu fiyatlardan memnun’ dedi. Ancak TMO bu fiyatlardan buğday alamadı. Çünkü serbest piyasada fiyat daha yüksekti” şeklinde konuştu.
Buğday Üretimi Düştü
20 milyon ton buğday üretimi yapılan ülkemizde yılda ortalama 10 milyon ton buğday ithalatının yapıldığını belirten Gürer, kuraklığın etkisi ve diğer etkenlerde buğday üretiminin 16,5 milyon tona gerilediğini, yurt dışından uygun fiyata buğday alamayınca da sorunların artığını ifade etti.
Ekmek Neden Zamlandı?
Tüccarın buğdaya TMO’dan daha fazla fiyat vermesi, TMO’nun ithalata yönelmesiyle artan yurt dışı fiyatının, iç piyasayı yükseltmesinin un fiyatları ile unlu mamul ürünlerinin fiyatlarının artmasına neden olduğunu söyleyen Gürer, bu durumun ekmek üretimini de olumsuz etkilediğine dikkat çekti.
110 Lira Olan Un 350 Liraya Çıktı
Geçen yıl ağustos ayında 110 lira olan 50 kg.lık buğdayın fiyatının bu yılın Ağustos ayında 180 liraya, Ekim ayında 220 liraya, şimdi ise 350 liraya çıktığını hatırlatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ekmek hamuru mayasına yüzde 80 zam geldi. Elektriğe, tuza ve diğer girdilere de zam geldi. Fırıncı maliyet artışlarıyla 200 gram ekmeği 1 lira 75 kuruşa satamaz” dedi.
Un Zammını Devlet Karşılasın
Girdi maliyetlerinin artmasının ekmek fiyatını 2 lira 25 kuruşa çıkarabileceğini belirten Gürer, “Ama ekmeğin 4 lirayı da kısa süre içinde görme ihtimali var. Vatandaş gerçekten çok mağdur. Bu konuda iktidar gerekli düzenlemeleri yapmalı. TMO Nasıl ki arpayı yurt dışından 3 bin 900- 4 bin lira vererek alıp yurt içinde 2 bin 50 liradan besici, sanayiciye satıyor ve bir dengeleme sağlıyorsa, una gelen zammı da fırıncının faturası ile bakanlığa ilettiğinde devlet bu zammı karşılamalıdır. Vatandaşın ekmeği ile oynanmamalıdır” diye konuştu.
Bu Süreçte Ekmeğe Zam Yapılmamalı
Böylesine zor bir dönemden geçilen süreçte ekmeğe zam yapılmaması gerektiğini anlatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Vatandaşın tüketebileceği bir tek ekmek kaldı, ekmekle oynanmasın. Un fiyatlarından fırıncıya düşen yük neyse devlet onu en az 1 yıl süreyle karşılayarak ekmek fiyatındaki artışı önlesin. Vatandaşın alım gücü bir tek ekmeğe yeter durumda. Ekmek fiyatının artmamasının yolu fırıncıya gereken desteğin sağlanmasından geçer” ifadelerini kullandı.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.