Covid-19 insana öncelik veren ve amaç odaklı bir ‘liderlik’ anlayışını getirdi… KPMG’nin her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiği Küresel CEO Araştırması’nın 2021 yılını kapsayan sonuçları açıklandı. 11 önemli pazardan 1.325 CEO’nun..
Covid-19 insana öncelik veren ve amaç odaklı bir ‘liderlik’ anlayışını getirdi…
KPMG’nin her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiği Küresel CEO Araştırması’nın 2021 yılını kapsayan sonuçları açıklandı. 11 önemli pazardan 1.325 CEO’nun yanı sıra Türkiye’den de 25 CEO’nun gelecek ile ilgili öngörüleri alınarak dünya genelinde yaşanan gelişmeler ve değişen yaklaşımların derlendiği araştırmaya göre CEO’lar büyüme konusunda kendilerinden emin ve iyimser bir tablo çizerken amaçlarına ilişkin güçlü bağlılıklarını koruyor ve büyümeyi sağlamanın yollarını arıyorlar. CEO’lar yenilenmeye giden bu yolda çevre, sosyal ve yönetişim anlayışını (ÇSY) iş stratejilerine dahil ederek amaç odaklı bir yaklaşım izliyorlar. Ayrıca insana öncelik veren bir çalışma hayatı için de daha esnek bir gelecek inşa ederek ve dijital ekosistemler kapsamında hareket ederek dijital avantajlarını güçlendiriyorlar.
Denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık alanında teknoloji temelli hizmetler sunan KPMG’nin Covid-19 pandemisinin devam eden etkileri ve ekonomik toparlanmaya ilişkin beklentiler konusuna eşsiz bir bakış açısı getiren “2021 Küresel CEO Araştırması” yayınlandı. Pandeminin seyri boyunca düzenli olarak dünyanın dört bir yanındaki iş liderleriyle temasta bulunarak hazırlanan araştırmada 11 önemli pazardan 1.325, Türkiye’den ise 25 CEO’nun gelecek ile ilgili öngörüleri alınarak dünya genelinde yaşanan gelişmeler ve değişen yaklaşımlar derlendi.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan, “Araştırmamız, CEO’ların çevreleriyle etkileşimde olmaya önem verdiğini, şirketlerinin büyümesine katkı sağlamak ve bu süreçten güçlenerek çıkmak için güncel gelişmeleri takip ederek bu gelişmelere ayak uydurduğunu, insana öncelik verdiğini ve amaç odaklı hareket ettiğini gözler önüne seriyor. Geleceğe iyimser ve kendilerinden emin bakan CEO’lar, satın alma ve diğer inorganik yöntemler üzerinden agresif bir büyüme elde etmeyi planlıyor. CEO’lar bir yandan yeni iş dünyasında çevik bir iş gücüne sahip olunması için çalışanların becerilerini geliştirirken bir yandan da net amaçlar belirleme ve dijital dönüşüm üzerinde durmaya devam ediyor” dedi.
İçinde bulunulan kötü durumdan güçlenerek daha da iyi bir şekilde çıkılması konusunda paydaşlardan artan bir baskı gören küresel şirketlerin; çevre, sosyal ve yönetişim (ÇSY) öncelikleri konusundaki yatırımlarını artırma ve amaçlarına sadık kalma yönünde ciddi bir sorumluluk hissettiğini de belirten Alsan, şunları söyledi:
“İnsanların iş yerlerine geri döndüğü ve toplumun da her geçen gün işletmelerden normale dönüşe öncülük etmelerini daha fazla istediği bu dönemde CEO’lar, çalışma hayatının geleceği konusunda büyük çaplı değişiklikler yapmaktan imtina ediyorlar. Bununla birlikte çalışanlarının esnekliğin devam etmesi yönündeki taleplerini de farkındalar. Güncel gelişmeleri takip eden, bu gelişmelere ayak uyduran, insana öncelik veren ve amaç odaklı olan günümüzün etkileşime önem veren CEO’ları liderliğin güncel zorluklarını dikkate almalı. CEO’lar eşitsizliğe çözüm getirmek ve net sıfır hedefini başlatabilmek için gereken ÇSY yatırımlarını ve gerekli dönüşümü başlatarak hedefledikleri taahhütleri yerine getirebilir. CEO’lar bir yandan dijital çeviklik ve iş modeli inovasyonu yoluyla büyüme ve refah sağlamayı amaçlarken diğer yandan da agresif teknoloji yatırımları kadar insani yetkinlik ve becerilere de yatırım yapılmasını sağlamayı hedeflemeli. Bunun için de CEO’lar kârlılık ve uzun vadeli büyüme sağlama amacını gözetmekle birlikte aynı zamanda gezegenimize ve insanlara karşı sahip oldukları daha geniş kapsamlı sorumluluklarının da farkında olmalıdır”.
Araştırmadan Dikkat Çeken Bazı Başlıklar Şöyle:
Yenilenmeye Giden Yol
Devam eden belirsizliğe ve istikrarsız risk ortamına rağmen CEO’lar büyüme konusunda kendilerinden emin ve iyimser bir tablo çizerken amaçlarına ilişkin güçlü bağlılıklarını koruyor ve büyümeyi sağlamanın yollarını arıyorlar.
Ekonomik büyümeye duyulan güven artıyor: CEO’ların yüzde 60’ı küresel ekonominin büyüme kaydedeceğinden emin (bu yılın Ocak/Şubat döneminde bu oran yüzde 42 seviyesindeydi). Yeni varyantların normale dönüş sürecini yavaşlatmasına rağmen CEO’ların güven seviyesi 2020 yılı başlarındaki pandemi öncesi seviyelere dönmüş durumda.
Türkiye’de ise küresel ekonominin büyüyeceğini düşünenlerin oranı yüzde 72.
Net amaçlar belirleniyor: Kamuoyunun liderlerden toplumsal sorunlar konusunda ilerleme kaydedilmesini beklediği şu dönemde katılımcıların yüzde 64’ü, şirketlerinin birincil hedefinin tüm paydaşlar için uzun vadeli değer yaratmak adına yaptıkları her işin bir amaca hizmet etmesini sağlamak olduğunu belirtiyor. Türkiye’de ise bu oran yüzde 71. Ocak/Şubat 2020 döneminde ise bu oran yüzde 54 seviyesindeydi.
Büyüme ve dijital gündem hız kazanıyor: Küresel CEO’ların yüzde 87’si ve Türkiye’deki CEO’ların yüzde 96’sı şirketlerinin büyüme kaydedeceğinden emin ve bu bağlamda söz konusu büyümeye ulaşılması ve dijital yetkinliğin elde edilmesi noktasında şirket birleşmeleri ve satın almaların kritik öneme sahip olduğu gözlemleniyor.
Güvenilir amaç
İş dünyasında eskisinden daha da iyi bir konuma gelinmesi yönünde artan paydaş baskısı sonucunda CEO’lar, çevre, sosyal ve yönetişim anlayışını (ÇSY) iş stratejilerine dahil etmeye başladılar.
Toplumsal sorunlar konusunda sorumluluk alınıyor: Küresel katılımcıların yüzde 71’i ve Türkiye’deki CEO’ların yüzde 64’üne göre CEO’lar toplumsal sorunların ele alınması konusunda gelişme kaydedilmesiyle ilgili olarak giderek daha fazla kişisel sorumluluk üstleniyor. Bununla birlikte, küresel CEO’ların yüzde 56’sı ve Türkiye’deki CEO’ların yüzde 28’i kamuoyunun, yatırımcıların ve hükümetlerin çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık konusundaki beklentilerinin artış hızı göz önüne alındığında bu beklentileri karşılamakta zorlanabileceklerini itiraf ediyor.
Sürdürülebilirliği güçlendirmek için iş birlikleri yapılıyor: İklim değişikliği konusunda ilerleme kaydedilmesi için hem şirketlerin hem de hükümetlerin aksiyon alması gerekecek gibi gözüküyor. Bu bağlamda küresel CEO’ların yüzde 30’u ve Türkiye’deki CEO’ların yüzde 68’i gelirlerinin yüzde 10’undan fazlasını daha sürdürülebilir bir geleceğe yatırım için kullanmayı planladığını belirtiyor. Küresel CEO’ların yüzde 75’i ve Türk CEO’ların yüzde 80’i ise COP26 iklim değişikliği zirvesine katılan dünya liderlerinin iklim konusuna gereken önceliği vermesi gerektiğini dile getiriyor.
ÇSY stratejisi ile finansal getiriler arasında ilişki kuruluyor: Yüksek büyüme oranına sahip şirketlerde görev yapan CEO’ların yüzde 52’si, ÇSY programlarının finansal performansı daha ileriye taşıdığını düşünüyor. Türkiye’de ise bu oran % 56 seviyesinde bulunuyor.
Dijital Çeviklik
CEO’lar çalışma hayatı için daha esnek bir gelecek inşa ederek ve dijital ekosistemler kapsamında hareket ederek şirketlerinin dijital avantajını güçlendiriyor.
Çalışma hayatı için esnek bir gelecek inşa ediliyor: CEO’ların gelecekte hem işverenler hem de çalışanlar için uygun olan bir çalışma modeline karar vermesi gerekiyor. Katılımcıların sadece yüzde 37’si çalışanlarının büyük kısmının haftada en az iki gün uzaktan çalışacağını belirtirken yüzde 51’i ise ortak ofis alanlarına yatırım yaptıklarını söylüyor. Türkiye’de ise çalışanlarının haftada en az iki gün uzaktan çalışacağını belirtenlerin oranı yüzde 24. Bunula birlikte esnek çalışmaya uygun ortak ofis alanlarına yatırım yaptıklarını belirtenlerin oranı ise yüzde 40.
Köklü değişim yaratanlar değişime zorlanıyor: CEO’lar köklü değişim ve yenilik söz konusu olduğunda önde ve avantajlı konumda olmak istiyorlar. Küresel CEO’ların yüzde 67’si ve Türkiye’deki CEO’ların yüzde 76’sı yıkım teşhisi ve inovasyon süreçlerine yönelik yatırımları artıracaklarını belirtiyor.
Dönüşüm ve dayanıklılık için ortaklıklar kuruluyor: Küresel CEO’ların yüzde 70’i ve Türkiye’deki CEO’ların yüzde 73’ü, dijital dönüşümün hızlı temposunun devamlılığı için yeni ortaklıklar kurmanın kritik öneme sahip olacağını söylerken, yaklaşımlarına siber risklere karşı dayanıklılık hususunu dahil etmeyi de göz ardı etmiyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.