Gelibolu tarihiyle, savaşlarıyla, yatırlarıyla ünlü bir şehir. Gelibolu ismi dünyaya mal olmuş bir isim, hatta aynı ismi taşıyan bölgeler, köyler var. Gelibolu adına filmler, diziler çekilmiş, romanlar, hikayeler, şiirler yazılmış,..
Gelibolu tarihiyle, savaşlarıyla, yatırlarıyla ünlü bir şehir.
Gelibolu ismi dünyaya mal olmuş bir isim, hatta aynı ismi taşıyan bölgeler, köyler var.
Gelibolu adına filmler, diziler çekilmiş, romanlar, hikayeler, şiirler yazılmış, şarkılar, türküler söylenmiş.
İşte bu yüzden Gelibolu’ya burada yaşasın yaşamasın herkesin sahip çıkması gerekir.
Gelibolu şehitler diyarı, Gelibolu bir milletin var olma mücadelesinin verildiği topraklar, Gelibolu, aslında anlatılamayacak kadar çok fazla…
Bu kadar göz önünde bir şehri yönetmek beceri ister, bilgi ister, kültür ister.
Burayı yönetecek kişilerin dünyaya geniş açıdan bakan bir yüreğe sahip olmaları gerekir.
Oysa Gelibolu şuan da tam iki yüzlü bir görünüme sahip, bir yanda alt yapısı, üst yapısı, çevre düzenlemesi yapılmış modern bir görüntüsü var, diğer yanda ise tam tersi yaz aylarında tozdan, pislikten, kış aylarında ise çamurdan, su birikintilerinden girilemeyen sokaklara sahip bir yapılaşmaya sahip.
Tabii ki her şey bir anda olup bitmeyecek, tabii ki her iş zamanla yoluna girecek, tabii ki şuan ki yerel idarenin eksikleri kadar, geçmiş idarelerinde bunda suçu var. Amacım kişileri ve kurumları suçlamak değil, yapılan yanlışları dile getirmek, bunlara çözüm bulmaya çalışmak. Yanlışları dile getirirken nereden başlayacağımı çok düşündüm, bir tane iki tane olsa kolay ama o kadar çok yanlış var ki, hangisinden başlamalı karar vermek zor.
Madem ki yapılaşmadan başladım öyle devam edeyim. Biraz önce de değindiğim gibi yol çalışmaları hakikaten insanı canından bezdiriyor, bu konuda belediye başkanı Özacar’ın kulaklarının çok çınlatıldığından eminim, burada başkanın savunmasını az çok biliyorum, açılan yolların zeminin oturmasını bekliyoruz diyor, doğrudur belki de ama bir yol ne kadar zamanda oturur, bunun başka alternatif çözümleri yok mudur? Üst yapısı yani kaplaması yapılacak olan yollar bir süre önce derinleştirilip, gerekli malzeme dökülüyor sonrasında neden bu kadar geç kalınıyor, 21. yüzyılda yaşıyoruz, iş makineleri var, silindirler var, kullanılabilecek değişik türde malzemeler var. Burada asıl yanlış bir işi bitirip diğerine geçmek yerine, aynı anda beş, altı işe birden girmek gibi geliyor bana. Böyle olunca da vatandaş canından beziyor, ne oturmaz toprakmış diyor, bu bir türlü oturmayan malzeme hep bize mi denk geliyor diyor, bunu çekmek zorunda mıyız diyor?
Doğrusunu söylemek gerekirse vatandaş haklı, vatandaş hizmetin en iyisine layık, vatandaş en iyi çevrede yaşamayı hak ediyor, vatandaş emlak vergisini ödüyor, çevre temizlik vergisini ödüyor, katı atık katılım payını ödüyor, su parasını ödüyor, iskeleye ayak bastı ödüyor, oto parklara ödüyor, inşaat ruhsatına ödüyor, işyeri açma ruhsatına ödüyor, ilan reklama ödüyor, mezbahaya ödüyor, baca temizliğine ödüyor, ödüyor da ödüyor, bunlara lafım yok, her vatandaş üzerine düşen neyse aldığı hizmetin, yapılan işin bedelini kanunlar çerçevesinde ödemek zorunda ve ödemeli, ödemeyenlerden de öyle yada böyle bir şekilde tahsil edilmeli.
Gerçi kanuna aykırı şekilde verilen ruhsatları herkes gibi bizde duyuyoruz, bazen nasıl haksızlık yapıldığına şahit oluyoruz, bazen vatandaş bize ulaşıyor, şöyle şöyle olmuş diyor, yine bazı işletmelerden su tahsilatı yapılamadığını, bunun sürüncemede kaldığını görüyoruz.
Başkanın bir süre önce bizzat bana söylediği, benim için Ahmet – Mehmet fark etmez kanun neyse o uygulanır deyip, sonrada sözünün tam tersini yapması gibi bir şey bu. Adam ben ön ödemeli sayaç aldım neden eskiyi ödeyeceğim diyebiliyor. Uzun lafın kısası yerel yönetim olarak vatandaşı mağdur etmemelisiniz, bir iki meclis üyenizin internetten çıkarttığı yalan yanlış birazda eksik bir belgeyle müdürlüğünüzün kanunu uygulamasına engel olmamalısınız, vatandaş arasında ayrım yapmamalısınız, çünkü size o emaneti veren bu vatandaş, başkası değil.
Gelelim Gelibolu devlet hastanesine, bu hastane böyle hizmet verecekse kapatılsın. Devlet hastanesinin acil servisinde tek bir doktor var şuan da, gündüz acil servise tek başına o doktor arkadaş bakıyor, nereye koşacağını şaşırmış durumda, akşamları da gündüz poliklinik hizmeti veren uzman doktorlar acil serviste nöbet tutuyor, sonra bir bakıyoruz sağlıkta çağ atlamışız… Nedense bizim bundan haberimiz yok… Görünen köy apaçık ortada oysa.
Gelibolu’daki sağlık ocaklarında bile devlet hastanesinden daha fazla pratisyen hekim var, devlet hastanesinde geceleri ve hafta sonu acil servis nöbetine kalan uzman doktorlar ertesi gün doğal olarak poliklinik hizmeti veremiyor ve vatandaş doğrudan etkileniyor. Böyle bir saçmalık nasıl olur? Gelibolu’nın siyasi kimlikleri bu konuda hiç mi bir çalışma yapmazlar, böyle hassas bir konuda hiç mi birlikte hareket etmeyi düşünmezler?
Bu A partisinin, B partisinin biz gelirsek yaparız diyerek savsaklayacağı bir konu değil, bu konu direkt olarak vatandaşın sağlığını etkileyen bir konu, hastanede yıllardır çocuk doktoru yok, bu konuda inisiyatif sahibi beyler neden harekete geçmezler. Örneğin Ak Parti İlçe Başkanı İsmail Ege bu konuda ne yapmıştır, yoksa onun düşüncesi de yerel yönetimi biz alırsak yönünde midir? Gelibolu’da yerel yönetim Chp’nin elinde olabilir ama Ak Partiye oy vermiş olan binlerce insan olduğu da unutulmamalıdır.
Onu geçtim, milletvekillerinin görevi nedir, TBMM’de işleri nedir, oraya onları kim ve niçin göndermiştir? Üniversitenin yeri konusunda bu kadar açıklamalar yapanlar neden sağlık konusunda sessiz kalıyor, hiç bir şey yapmıyorlar? Hizmet vermek için sadece kendi partilerinin mi kazanması gerekmektedir? Böyle bir anlayış olabilir mi, kabul edilebilir mi? Devlet hastanesinde gecesini gündüzüne katarak fedakarca çalışan, elinden geldiğinin fazlasını vermeye çalışan bu insanlara yazık değil mi? Hastaneye gittiğinde gerekli hizmeti alamayan vatandaşa yazık değil mi? Bu konu emin olun üniversiteye tahsis edilecek arsadan çok daha önemli ve aciliyet gerektirmektedir. Sakın yanlış anlaşılmasın tabii ki üniversite olmazsa olmazdır, mutlaka Gelibolu adını taşıyan bir üniversite kurulmalıdır, bu konuda çok geç bile kalınmıştır ama bazı konularda öncelik sırası vardır.
Liman konusu askıda bekliyor, Gelibolu Belediye Meclisi toplanıyor kararlar alıyor, yetkiler veriyor sonra ne oluyor ki, işler hep ağırdan alınıyor, Gelibolu gibi 30 bin nüfusa sahip bir şehirde siyasi çekişmelerin kime ne faydası oluyor anlayamıyorum? Birinin yapmaya çalıştığını diğer neden engellemeye çalışır, yada engellemiyorsa bile destek olmaz. Gelecek olan hizmet sonuçta Gelibolu’ya gelmeyecek mi?
Gelibolu’da bir türlü bitirilemeyen bir kültür merkezi var, 29 ekim, 26 kasım, yılbaşı, sevgililer günü derken, şimdi de mart dokuzu, 23 nisan, 1 mayıs, 19 mayıs, 1 temmuz, 30 ağustos diye sürüp gidecek mi acaba?
Vatandaş soruyor bu yıl festival yapılacak mı diye, bilmiyoruz diyoruz Gelibolu’nun en güncel haber sitesi olarak, Nasreddin hocanın göle maya çalarak ya tutarsa demesi gibi bir şey bu? Biz falcı değiliz ki atalım kafadan, tutarsa biz demiştik diyelim tutmazsa birilerinin üzerine atalım suçu.
Gelibolu’ya yapılması beklenen, her seçim öncesinde siyasilerin vaadleri arasında mutlaka olan kapalı pazar yeri, huzur evi, otogar, yeni iskele konuları ne durumda? Gelibolu’ya yeni iş sahaları açılması için, buraya tesis kurmak isteyenlere teşvik var mı? Yoksa yine Edirne’ye, Biga’ya Eceabat’a mı gitmeliler.
Gelibolu belediyesi çok güzel bir iş yaparak sokak hayvanlarını, daha doğrusu sadece sahipsiz köpekleri topladığı bir barınak oluşturdu. bu şehrimiz için güzel bir hizmetti ama duyuyoruz ki barınakta çalışan sözleşmeli personel işten çıkarılmış ve yeterli eleman olmadığı içinde şehir içinde sahipsiz köpekler toplanamıyormuş, işte size bir plansızlık daha.
Gelibolu gündemi sadece bu kadarla kalmıyor tabii, bir yanda da Geliboluspor var, sezona iddialı giren, sezonun ilk yarısını lider bitiren, yarı devreye lider girip elindeki kadroya kaliteli bir kaç takviye yaparak bölgesel lige çıkmayı hedeflemek yerine elindeki 5-6 futbolcuyla yollarını ayırabilecek türde bir yönetim anlayışına sahip olan.
Gelecek yıl yapılacak seçimler öncesinde Cihat Bingöl, Recep Omaç aday olacaklar mı? Olacaklarsa hangi partiden aday olacaklar? Belediye başkanı Mustafa Özacar yeniden aday olacak mı? Bilinen bu isimlerin arasına sürpriz ama iddialı olabilecek tanınmış bir iki isim daha çıkacak mı? Seçimlere kaç parti girecek? Mhp’de ki sessizlik daha ne kadar sürecek? Ak Parti içindeki kavganın, çekişmenin sonunda barış mı gelecek, yoksa kutuplar daha mı zıtlaşacak? Vatandaş merak ediyor, bizi arıyor bunları soruyor, bizimde kulağımıza bazı fısıltılar gelmiyor değil, ama şuan için ortada net bir şey yok, seçim bu son ana kadar ne olacağı, kimin kiminle flört edeceği belli olmaz.
Bunların dışında Öğretmen Eviyle ilgili şikayetler var, araştırıyoruz bakalım ortaya neler çıkacak?
İnsan sormadan edemiyor, Gelibolu’da neler oluyor diye.
Sizlerde görüşlerinizi, düşüncelerinizi, sorularınızı, bildiklerinizi, merak ettiğiniz konuları, isteklerinizi yazın değerlendirelim.
(Eski site okunma sayısı – 1899)
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.