Geliboluspor’u Yazmak İstedim

Süper amatör lig hafta sonunda start alacak.

Süper lig öncesi Geliboluspor’u yazmak istedim.

Yazmak istedim çünkü elmalarla armutları, sağlamlarla çürükleri ayırt etme zamanı geldi de geçiyor.

Uzun zamandır yazmayı düşündüğüm halde Geliboluspor’a zarar vermemek adına yazmadım. Hep yutkundum, hep bekledim, belki düzelir dedim ama görüyorum ki yazmadığım her gün Geliboluspor’a daha fazla zarar veriyorum.

Öncelikle birkaç ay önce mevcut yönetime karşı yapılan bana göre uygulama şekli yanlış olan ama bir o kadar da yapılması kaçınılmaz olan bir operasyondan söz etmek istiyorum.

Geliboluspor camiası çok sabretti ama sonunda bıçak kemiğe dayandığı için müdahale etmek zorunda kaldı.

Geliboluspor’un mevcut yönetimi iş yapamaz durumdaydı, başta başkan İsmail Öztürk olmak üzere yöneticilerin çoğunluğu kulüple bağlarını gönülden koparmışlar, sadece kağıt üzerinde yönetici görünmekteydiler. İşte böylesi kötü bir tablo karşısında geçmişte Geliboluspor’a hizmet etmiş bir grup daha fazla sessiz kalamadı ve gerekli ama şekil olarak doğru olmayan müdahaleyi yaptı.

Bir bakıma yönetime el konuldu, edindiğim bilgilere göre Geliboluspor kulübü başkanı İsmail Öztürk ile bir araya gelen eski yöneticilerden Gürbüz Özen, Yusuf Taşkan, Doğan Cabaş, Şakir Özergene gibi isimler gidişata el attı.

Ama görünen o ki o günden bu güne değişen pek bir şey yok. Mevcut yönetim kurulundan Arif Çan ve İsmail Çalışkan dışında yöneticiyi görmek mümkün değil. Bir de dışarıdan müdahil olan isimlerden bir ikisi görünüyor.
Hafta sonunda süper lig başlayacak ama adına bir özenti olarak feda denilen sezon öncesi takım pek ışık saçmıyor.

Antrenörlüğe takım kaptanı Ersoy Öz getirildi. Geçtiğimiz son iki sezonun kadrolarına bakıldığında bu sezon öncesi oluşturulan kadro daha deneyimsiz isimlerden oluşuyor.

Oynanan hazırlık maçlarında Ersoy Öz yönetimindeki takımın çok pas yapmaya çalıştığını, özellikle orta sahanın iki kanadında yer alan futbolcuların (ki gerçekten genişlik yaratıyorlar, çizgilere sadıklar) ortalarıyla gol bulmaya çalışan, kaptırılan toplara ilk hamleyi yapmaya çalışan, genelde top çeviren ama fizik olarak zayıf, kondisyon olarak şuan için yetersiz görüntü sergiledikleri 4-4-1-1 dizilişinde sahaya yayılan, golcü sıkıntısı çok açık olan bir takım gördüm.

Bir kere kadroda yer alan tüm futbolcuların hocaları Ersoy Öz’e güvenmeleri gerekir, en yetersiz futbolcu bile yedek kaldı diye hayıflanmamalı, küsmemeli. Her futbolcu hocasının öğrettiklerini almalı, ben biliyorum havasına girmemeli. Dışarıdan çok açık görülüyor ki şuan ki kapasiteler ile belki iyi bir 5-6 ve hatta 7 kurulabilir ama iyi bir on bir kurulması çok zor. Demek istiyorum ki takımda 5-6 bilemediniz 7 oyuncu var iyi bir on bir de yer alabilecek diğerleri maalesef hala nerede oynadıklarının, kendilerine nasıl bir şans verildiğinin farkında değiller.

Bu zor günlerde kendilerine şans verilen genç futbolculara bir önerim olacak. Bıkmadan usanmadan çalışın, elinize geçen bu fırsatı iyi kullanın. Geliboluspor forması giymek demek Gelibolusporlu olmak demek değildir. Gelibolusporlu olmak demek aradan yıllar geçse de adınızın Geliboluspor ile anılması demektir. Orada iz bırakmanız demektir.

Yönetim boşluğu belli ki takımı çok ciddi bir şekilde etkiliyor ve etkileyecek ama futbol sahada 11 kişiyle oynanır, güçlü olan, ayakta kalan, planlı programlı çalışan ve bu çalıştıklarını sahada uygulayan başarılı olur.

6-7 yıl boyunca hocalığını yaptığım Ersoy Öz, eminim ki bu işi başaracaktır ama iş sadece A takımla bitmiyor, yaşı 19-20 olmuş bir futbolcu eğitiminin çoğunluğu tamamlamış sayılır. Geriye taktiksel bilgiler kalır ki bu da her hocaya göre değişir.

Geliboluspor altyapısı sil baştan yapılmalı ve ileriye dönük çalışmalar acilen başlatılmalı. Gelibolu da bildiğim kadarıyla 9-10 civarında antrenörlük belgesine sahip isim var. Var ama sadece isimleri var, sahaya inerek, gençlere bir şeyler öğretmek için çabalayanı görmek ise ne yazık ki mümkün değil. Bunlardan ikisi aynı zaman da kulüp başkanlığı yapıyorlar, diğerleri köşelerine çekilmiş bekliyorlar. Kulüpler bu isimlere neden gitmezler, bu isimler neden kendilerini çekerler anlamak mümkün değil. Sanırsınız aldıkları belgeleri süs olsun diye almışlar. Hiç kimseye faydası olmayan belgeyi tutmanın ne anlamı var? O belgeler size verilmiş ama cebinizde dursun diye verilmemiş, topluma hizmet edin diye verilmiş, gençliğe sporu sevdirin diye verilmiş, onlara sporu öğretin diye verilmiş, yoksa bir kağıt parçasından başka ne anlam taşırlar ki?

Yeni sezon öncesi tüm takımlara başarılar dilerim, hak eden, güçlü olan kazansın…

(Eski site okunma sayısı – 1431)