Bayramlar, tüm aileyi bir araya toplayan, uzun zaman görüşmeyen insanları bir araya getiren, dargınlıkların ve küskünlüklerin unutulduğu, derdi olanın derdinin dinlendiği, sevinçli olanların ise sevinçlerine ortak olunduğu bence müstesna günler….
Bayramlar, tüm aileyi bir araya toplayan, uzun zaman görüşmeyen insanları bir araya getiren, dargınlıkların ve küskünlüklerin unutulduğu, derdi olanın derdinin dinlendiği, sevinçli olanların ise sevinçlerine ortak olunduğu bence müstesna günler..
Çok şükür ki, yine böyle bir araya gelebildiğimiz güzel bir bayram geçirdik.. Bir arada olmak, bir bütün olabilmek, farklı düşüncelere sahip olup birbirine hürmet etmek, kimseyi kırmadan üzmeden her şeyi paylaşmak kadar güzel bir his yok bu dünyada..
Sevdiğinizi karşınızdaki insana sımsıkı sarılarak göstermek, kocaman bir gülüşle karşınızdakine aslında ‘SENİ SEVİYORUM’ mesajı verebilmek, hem kendinizin mutlu, hem de karşınızdaki insanın mutlu olabilmesini sağlamak dünyanın en güzel duygusu.. Gelen misafire sıcacık samimiyetinizle hizmet etmek, en güzel şekilde ağırlamak, bayramı bayram yapan davranışlar bütünü..
Şu son günlerde yaşanan tüm hadiselerde aslında ne kadar bir bütün olmaktan vazgeçtiğimizi daha çok düşünür oldum.. Belki de böyle düşünmemi sağlayan Ramazan ayı içerisinde Mevlevihane’de verilen iftar davetine katılmam oldu..O gün tüm insanlara iftar vermek amacıyla Bursa’dan kalkıp buraya gelen ve her ay da hiç ara vermeden Mevlevihane’ye gelip sema törenleri, mesnevi okumaları ve interaktif söyleşi yaparak, insanlara sema’nın bir gösteri değil ibadet olduğunu gösteren Sayın Mustafa Özbağ ve ekibini ve emek veren tüm arkadaşlarımı bu vesileyle kutluyorum..
Her yerden gelen farklı insanları bir bütün olmaya davet eden bu organizasyona AKP milletvekilleri, İsmail Kaşdemir ve Mehmet Danış ile birlikte, Çanakkale Valisi ve Alevi dedeleri de iştirak ettiler..
Çok yoğun ve kalabalık olan bu organizasyonda ben de bir fırsat bulup, sayın Kaşdemir’in yanına giderek Gelibolu Devlet hastahanesi’ndeki doktor eksikliğiyle alakalı sıkıntımızı dile getirdim.. Açıkçası daha evvel de telefonla kendisiyle bu konuyla alakalı olarak defalarca konuşmuştuk.. Fakat sayın Kaşdemir, bu konuyla alakalı iftardan sonra konuşabileceğimizi söyledi.. İftardan sonra da yanına yaklaşıp konuşabilmek o programın yoğunluğunda takdir edersiniz ki mümkün olmadı.. Sonra kendilerinin, partilileriyle bir sahur programı için de yine ilçemizde bir araya geldiklerini öğrendim.. Ramazan münasebetiyle bu kadar sık olarak ilçemize gelerek, hala eksiklikleri bildikleri halde görmezden gelmeleri açıkçası bir bütün olabilmekten ne kadar uzak olduğumuzu bir kere daha gösterdi ne yazık ki bana..
Peki bu eksiklikler konusunda sadece AKP milletvekilleri mi tek suçlu olan?
Hayır… En az onlar kadar, diğer Çanakkale Milletvekilleri de suçlu Gelibolu’yu bu kadar görmezden geldikleri için… Gelibolu’nun günahı ilçemizden bir milletvekili çıkaramamak mı? Onun için mi bu memleket her geçen gün diğer ilçeler büyürken küçülüyor..
Niçin Gelibolu’ya üvey evlat muamelesi yapılıyor?
Tarihte bu kadar isim yapmış bir yerin neredeyse şimdilerde görmezden gelinip, kaderine terk edilmesi hiç mi içinizi acıtmıyor..?
Nedir bu senin partin, benim partim davası?
Ya da, biz yerel seçimi kazanalım da bakın o zaman nasıl oluyor bu memleket, naraları?
Yapmayın beyler.. Halka hizmet, Hakk’a hizmettir.. Hizmet etmekten alınan haz kadar insanı mutlu eden hiç bir şey olamaz.. Bunu en iyi bilenler, bunca insanı mecliste temsil etme yetkisi olan sizler olmalısınız.. Bırakın artık sen yaptın ben yaptım davasını..
Bu memleket hepimizin…
Lütfen sizler Vekillerimiz olarak, Millet olan bizim sesimize kulak verin..
Sevgilerimle…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.