Geçtiğimiz günlerde eski belediye binasında bir toplantı yapıldı. Eskilerin deyimiyle “incir çekirdeği”ni doldurmayacak bir konu gazeteye düştü. Toplantının konusu 1924 yılında Selanik’ten Mübadele yoluyla gelenlerin, yakınlarını, akrabalarını bir araya toplamaktı…
Geçtiğimiz günlerde eski belediye binasında bir toplantı yapıldı.
Eskilerin deyimiyle “incir çekirdeği”ni doldurmayacak bir konu gazeteye düştü.
Toplantının konusu 1924 yılında Selanik’ten Mübadele yoluyla gelenlerin, yakınlarını, akrabalarını bir araya toplamaktı.
Yani kültürel bir etkinlik yapmak, yemek, içmek, sohbet etmekti amaç.
Gelibolu merkezden, Yeniköy’den, Değirmendüzü köyünden, Şarköy’den ve hatta İstanbul’dan gelenler bile olmuştu toplantıya.
Bilindiği gibi geçtiğimiz yıllarda Gelibolu’dan da, Yunanistan’a, Selanik’e gidilmiş, daha sonra oradan da ziyaretçiler iade-i ziyarette bulunmuşlardı Gelibolu’ya.
Daha günler öncesinde de Bulgaristan’dan aynı şekilde misafirler gelmiş yakınlarını ziyaret etmişlerdi.
Geçtiğimiz hafta eski belediye binasında yapılan toplantı nasıl oldu bilinmez, Selanik’ten mübadele yoluyla gelenlerin toplantısı olması yanında, yerel bir gazetenin yarattığı bir Pomak toplantısı olup çıktı.
Çünkü bu toplantı yerel bir gazete de “Pomaklar (!) Buluştu” başlığıyla verildi.
Toplantı henüz başlamadan, yerel bir habercinin Pomak diye bir ırk yoktur sözüne, cevap emekli postacı Hasan Şimşek’ten geldi. Şimşek’in yerel haberciye bir tepki şeklinde “ben önce Türküm, sonra Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, Atatürkçüyüm ama aynı zamanda da Pomakım” sözleri gazete sayfalarına taşındı.
Yerel habercinin ben araştırdım böyle bir ırk yok demesine karşın, araştırıldığında onun araştırmalarının aksine farklı bulgularda yok değil. Pomaklık belki bir ırk değil, çevrenin, yaşanan bölgenin yada orada yaşayan insanların kendilerine uygun gördüğü, anlamı farklı olan bir kelime, bir isim belki de.
Peki bunu bu kadar büyütüp gazete sayfalarına taşımak ne demek oluyor?
O konuşma orada kalamaz mıydı, ne gerek vardı gazeteye?
Günümüz teknoloji çağı, yüzyılın buluşu denilen internet diye bir şey var artık. Ne kadar güvenilir yada güvenilmez tartışılır ama interneti işimize gelince faydalı, doğru bilgilendiren harika bir buluş olarak görüyorsak, işimize gelmediğinde de hakkını vermemiz gerek.
Bu tartışmaya girmek gibi bir niyetim yok, sadece kafalarda kalan birkaç soruya bilgim dahilinde ve interneti de kullanarak basit cevaplar bulmak ve bunları okuyucularımla paylaşmak istedim.
Evet yerel habercinin dediği gibi Pomak diye bir ırk olmayabilir ama belki de vardır. Belki ırk değil de, belirli bir bölgede, coğrafya da yaşamış insanların kendilerine taktıkları ad olabilir. İnternete girince Pomak sözcüğüyle bir sürü bilgi döküldüğüne göre belki de böyle bir ırk bile vardır.
Burada önemli olan inatlaşmamaktır.
Varsa vardır (ki bu toplantıları yapanlar buna inanıyorlar) yoksa da yoktur (bunu da yerel haberci iddia ediyor).
Hem önemli olan Pomak ismine takılıp kalmak değil, atalarımızın nerelerde yaşadığını görmek bilmek, varsa oralarda kalmış yakınlarımızı bulmak, oraların kültürünü öğrenmek, ziyaret etmek değil mi?
Bu konuya bir daha açılmamak üzere bir nokta koymak gerek. Pomak sözcüğünün anlamı ilk gelen Türkler ise tamam diyelim öyle kalsın, ben Pomakım diyenlerde bırakalım öyle desinler.
Bunun nesi tartışılır, neresi kötü?
Kurtuluş savaşı sonrası yeniden çizilen coğrafyalarda kalmış olan, yabancı topraklarda yaşamak zorunda kalan akrabalarımızı görmenin de, onların bizleri ziyaret etmesinin de bir sakıncası olamaz.
Atalarımızın yaşadığı toprakları merak etmek suç değil ki, oradan gelmiş kişilerle ara sıra bir araya gelmek, yemek, içmek, eğlenmek, yardımlarına koşmak yanlış olabilir mi?
Bunlar yapay gündemler, canı sıkılan bir yerel gazetecinin kaleme aldığı, ciddi olmayan konular.
Tamam ne güzel araştırmışsın, kendince bir sonuca da varmışsın işte.
Neyse bırakalım bu insanlar ilk gelen Türkler (Pomaklar) olarak yaşasınlar.
Burada asıl önemli olan yerel habercinin de dediği gibi, Türkiye’yi vatan, bayrağını bayrak olarak kabul eden herkes Türk’tür.
Emekli postacı Hasan Şimşek zaten bunu söylüyor…
Hem “yiğit lakabıyla anılır” sözüne dayanarak diyorum ki, Gelibolu’nun sevilen simalarından biri olan, herkesin yardımına koşan Hasan abimizin, ben Pomak Hasan’ım demesine bir tebessüm etmek yeterli olacaktır.
(Eski site okunma sayısı – 1577)
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.