İnsanlık Suçu

Her yaşadığınız yerin, muhakkak olmazsa olmazlarındandır kendi halinde olan insanları..

Gelibolu’muzda da bu zenginlik fazlasıyla var çok şükür.. Hatta dillere pelesenk olmuştur bu durum civar yerlerde, Gelibolu Deli Dolu diye de, aslında espriyle karışık dillendirilmiştir..

Geçen hafta, maalesef işte bu zenginliklerden birinin, herkesin tanıdığı Sebahattin’in başına gelen hadise, tüm Gelibolu’da yaşayan insanların pek çoğunu öfkelendirdi.. Çoluk çocuk demeden, yaşlı genç herkesin tanıdığı, kimseye zararı olmayan, gören herkesin yüzünde kocaman bir gülümseme olmasını sağlayan, kendi dünyasında yaşayan bir insan Sabahattin..

Olmayan arabasını sürer gibi yapması, hatta arada geri vitese takıp güya geri geri gitmesi, korna sesi yaparak önündeki insanları ikaz ediş şekli, bence seneler sonra dahi, kendisi var olmasa da, bilinçlerde yaşamasını sağlayacak Sebahattin’in..

Olayın içeriğini çok bilemiyorum ama geçen hafta Park Kahvesi civarında bir takım insanların, fazlasıyla üstüne giderek sinirlendirmeleri sonucu yere düşmesi ve akabinde felç geçirmesine dek giden bir süreç yaşamış ne yazık ki Sebahattin..

Yüksek tansiyonun neticesinde yaşadığı bu rahatsızlıktan dolayı da Çanakkale Devlet Hastanesi’ne kaldırılmış.. Asıl sorgulanması gereken ve daha ötesinde de insanların öfkelenmelerini sağlayan bu davranış şeklini anlayabilmek mümkün değil ne yazık ki..

İnsanların zaaflarıyla dalga geçmek, zayıflıklarını yüzlerine vurmak ve bunu daha da ileriye götürerek neredeyse sağlığını kaybetmesine sebep olan bu davranış şeklini hiç anlayamıyorum..

Siz, biz, kimiz ki? Neyimize, neyinize güveniyoruz güveniyorsunuz? Var mı sizin, bizim güvencemiz? Saniye sonrasında ne yaşayacağımızı bilemezken.. Hiç mi vicdanımız, vicdanınız yok.. O insana şimdi kim bakacak.. Hiç mi düşünmediniz onun da bir insan olduğunu ve duygularını.. Yarın öbür gün kendimizde olmazsa bile en yakınımızda dahi ki (Allah korusun) bu tarz bir rahatsızlık yaşanabilir.. Hiç mi korkmazsınız Yaradan’dan?

Aslında kendimizi sorgulamalıyız.. Görünüşleri sağlam fakat düşünceleri, davranışları sakat bu insanların.. Geçenlerde bu tarz bir davranışa, ben de şahit oldum ne yazık ki.. İsmail diye bildiğimiz bir genç var bu aralar çarşıda gezen.. Down sendromlu olan bu delikanlı, bir şeyler yemek için, belki de birinin alarak yemesi için verdiği yiyeceği, çarşının ortasında bir yerde oturarak yiyordu… Ben de tesadüfen oradan geçiyordum.. Derken bir şey patladı bir anda ve İsmail neredeyse yediği yiyeceği elinden düşürüyordu.. Öyle bir korktu ki çocuk, etraftaki insanlar hatta esnaf dahi katıla katıla gülmeye başladılar.. İnanamadım gözlerime.. Ve sinirlerime hakim olamayarak orada bulunan ve gülen insanlara “Çok komik, niye niçin gülüyorsunuz” dedim ve daha fazla uzatmadan acelem olduğu için yürüdüm..

İnanılmaz sinirlenmiştim uygulanan davranış şeklinden dolayı.. Biliyorum, bu tarz davranışlar hemen hemen her yerde zayıflara maalesef ki uygulanıyor.. Hem de daha fazlasıyla, daha acısıyla.. İnsanlıktan nasibini almamış olan, isimlendirmekte zorluk çektiğim bu kişilerin yaptıkları bu sözlü, fiziksel ne derseniz deyin davranış bozukluklarını anlayamıyorum..

Bu anlamda hepimize çok görev düştüğünü düşünüyorum… Ve herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum.. Aslında güya karşınızda dalga geçerek, küçük gördüğünüz kendinizsiniz.. Ne yaparsanız kendinize yaparsınız.. Ve yine bu durum ve davranış karşısında tepkisiz kalarak, hatta bu olayları eğlence malzemesi olarak gören insanların da en az bu davranışları yapan insanlar kadar hadiselere iştirak ettiklerini düşünüyorum..

Bu bir suçtur ve sizler de bu suça iştirakçisiniz ne yazık ki!!!

Sevgilerimle…