Mavi gözlü dev Adam.. Yarın yine her 10 Kasım’da olduğu gibi saat 9’u 5 geçe sirenler çalacak, yurdumun her köşesinde. Bir dakika saygı duruşu ve arkasından İstiklal Marşı okunacak. O..
Mavi gözlü dev Adam..
Yarın yine her 10 Kasım’da olduğu gibi saat 9’u 5 geçe sirenler çalacak, yurdumun her köşesinde. Bir dakika saygı duruşu ve arkasından İstiklal Marşı okunacak.
O bir dakikalık saygı duruşunda yollarda yürüyenlerden bazıları duracak, bazıları fütursuzca yoluna devam edecek. Dolma Bahçe sarayında nöbet tutan asker gözyaşlarını tutamayacak, milyonlar Anıtkabir’e Ata’larının istirahatgahına koşacak.
Şiirler okunacak, onun ilkelerinden bahseden konuşmalar yapılacak, Ata’mızın ne kadar da önemli işler yaptığından bahsedilecek. Tüm vatandaşlar onun ilkelerini sonuna dek yaşatacağız diyerek büyük büyük laflar edecek, söz verecek Ata’larına. Sonra törenler bitecek, insanlar yaşamlarına geri dönecek.. Herkes işine geldiği şekilde yahut idrak edebildiği nispette anlamaya çalışacak Ata’sını.
Her insanın bu dünyada olmasının bir nedeni ve görevi olduğunu, Mustafa Kemal Atatürk’ün de Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmak için geldiğini, o dönemde Millet’i bölen, parçalayan, fakirleştiren, yozlaştıran her şeye ama her şeye savaş açtığını görecek kimisi.
Kimisi de işlerine gelmeyen devrimlerinin adını bile anmadan halkın fazlasıyla O’nu putlaştırdığını söyleyip geçecek. Hah işte tam da bu noktada söyleyeceklerim var benim de bu konuyla ilgili.
Atatürk’ü sevmek putlaştırmak demek değildir bana göre, bilakis O’nu anlamaktır. Düşünün ki, şu anda sahip olduğumuz telgraf dışında hiç bir iletişim aracının olmadığı bir dönemde, pek çok bölücünün, jurnalcinin, kendisine inananın, inanmayanın, ümidini umudunu kaybedenin kaybetmeyenin, birbirine karıştığı bir dönemde o kadar insanı motive ederek her anlamda birlik ve beraberliği inşaa etmek her babayiğidin de harcı olmasa gerek.
Bu vatanı sadece topla tüfekle değil, inançla, stratejik planlarla, yiğitlik ve cengaverlikle birliği sağlamak, sağlayabilmek seçilmişlik değil de nedir, sorarım sizlere?
Düşünün ki aç sefil kalmış yorgun bir imparatorluğun küllerinden yepyeni ve aydınlık fikirlerle, özgürlüklerle dolu bir yönetim şekli var edebilmek kaç kişiye nasip olur ki yaşamda?
Kelle koltukta her an yaşamak, kendi tebaanızdan ziyade düşman kuvvetlerine karşı da dimdik ayakta durabilmek nasıl bir cesaret ve inanç gerektirir?
Şimdilerde bizler mirasyedi olarak bu topraklarda yaşarken dahi O’nu ve O’na inananları anlamadık, anlayamadık. Bu nasıl bir mücadeledir ki, önce Vatan topraklarının sınırlarını çizerek, sonrasında da her şeyi ama her şeyi yeniden sil baştan var etmek, edebilmek. Kısacık ömrüne binlerce kitap okuyarak bunları o hengamenin içerisine sığdırabilmek kaç yiğide nasip olur?
Satırlara sığmaz ki sana olan özlemim, hayranlığım Ata’m.. Hangi kelime duygularımızı tam olarak ifade edebilir, bilemiyorum seni anlamaya, anlatmaya.
İyi ki bizim liderimiz kurtarıcımız olmuşsun, nurlarda yat Mavi Gözlü Dev Adam.
Senin nezdinde bu toprakları bizleri bağışlayan tüm silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi minnetle anıyorum. Ruhlarınız Şad olsun, bu Millet size çok borçlu..
Sevgilerimle..
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.