Salgın hızını yitirmiyor uzmanlar uyarıyor. Ölümcül virüsün mutasyonu bile mutasyon geçiriyor. Bununla birlikte son zamanlarda mutant virüsler nedeniyle hastalığın bulaşma hızı üçte bir arttı. Bağışıklık sistemi vücudumuzu enfeksiyonlara yol açabilen..
Salgın hızını yitirmiyor uzmanlar uyarıyor. Ölümcül virüsün mutasyonu bile mutasyon geçiriyor. Bununla birlikte son zamanlarda mutant virüsler nedeniyle hastalığın bulaşma hızı üçte bir arttı.
Bağışıklık sistemi vücudumuzu enfeksiyonlara yol açabilen virüs, bakteri, mantar ve parazit gibi minik canlıların zarar verici etkilerine karşı koruyan bir sistem olduğunu belirten uzmanlar, hem bağışıklık sistemini hem de bağışıklık sistemini güçlendirmenin yollarını anlatıyorlar.
Güçlü Bir Bağışıklık Sisteminin Görevleri
• Enfeksiyonların şiddetini azaltır.
• Grip ve benzeri hastalıklara yakalanma olasılığını azaltır.
• Kanser hücrelerinin tanınması ve ortadan kaldırılmasını en yüksek seviyeye çıkarır.
• Enerji düzeyini arttırır.
• Yaşlanma sürecini yavaşlatır.
Güçlü Bir Bağışıklık Sistemi Nasıl Çalışır?
Bağışıklık sistemi tüm vücudu saran lenf sistemi, kan damarları ve sinir sistemi ağlarıyla ortaklaşa çalışan ve bu sistemlerin bozukluklarından etkilenen bir yapıya sahiptir. Tüm hücreler ve hücreler arası bağ dokusu olarak adlandırılan yapı bilginin oluşturulduğu ve hızlıca değerlendirildiği ana yerlerdir. Doku düzeyinde anormal bir yapının oluşması (yaralanma, doku hasarı, kanser hücresi gelişimi, vb) bağışıklık hücrelerini bu bölgeye çağıran sinyallerin oluşumuna neden olur. Bir kez bağışıklık hücreleri bu alana toplandığında kendi yapıları ve şekillerinde değişikliğe giderek çok sayıda ve değişik güçlü kimyasal maddeler salgılarlar. Bu maddelere hücrelerin kendi büyüme ve hareketlerini düzenlemelerine ve o bölgedeki yabancı oluşumlarla savaşmalarına olanak sağlayan savunma hattını oluştururlar.
Bağışıklık Sistemini Oluşturan Organlar Nelerdir?
• Kemik iliği
• Timus bezi
• Dalak
• Lenf bezleri ve lenfatik sistem
Kan içerisindeki hücrelerin ve vücudumuzdaki onarım gerektiren durumlarda bu işi yapabilecek kapasitedeki kök hücreler ile bağışıklık sistemini oluşturan lenfosit, makrofaj, lökosit ve NK (natural Killer-doğal öldürücü) hücrelerin üretim yeri kemik iliğidir. Kemik iliğinde olgunlaşarak kana geçen hücrelerin bir kısmı lenf bezlerinde, dalakta ve timusda özel karakterler ve yetenekler kazanırlar. Yine kan akımı ve lenf akımı sayesinde vücudu sürekli dolaşarak devriye gezmeye başlarlar. Lökositlerin büyük kısmı yabancı cisim veya mikroplarla karşılaştığında hemen o yapıya saldırmak suretiyle yok etmeye çalışır. Aynı zamanda salgıladıkları bir takım kimyasal sinyaller aracılığı ile diğer bağışıklık hücrelerini de aynı bölgeye toplarlar. Sonrasında bu yabancı oluşumlara karşı antikor geliştirmek için gerekli mekanizmalar devreye girer ve vücutta hafıza hücreleri oluşarak daha sonra oluşabilecek benzer saldırılarda daha hızlı cevap oluşturacak yapı tesis edilir.
Bağışıklık Sisteminizi Kötü Etkileyen Faktörler Nelerdir?
Bağışıklık sistemi kötü beslenme, duygusal sorunlar (ağır depresyon), sürekli stres ortamı, tıbbi müdahaleler (ameliyatlar, uzun süren tıbbi tedaviler vb.), yaşlanma, uykusuzluk (uyku düzeninde bozukluklar), alkol ve fazla UV ışınlara maruziyet gibi sebeplerden ötürü güçsüz kalabilir.
Bağışıklık sisteminde problem olan kişilerde başlıca belirtiler şunlardır:
• Kronik enfeksiyonlar
• Sık sık soğuk algınlığı/nezle geçirmek
• Sık uçuk veya genital herpese yakalanmak
• Tedaviye rağmen tam düzelmeyen enfeksiyonlar
• Tekrarlayan yara ve apseler
• Deri döküntüleri
• Gelişme geriliği
Bağışıklık Sisteminizi Güçlendirmekte Aşı Ne Kadar Etkili?
Bağışıklık sisteminin kendiliğinden geliştirdiği immünitenin yanı sıra aşı tedavileriyle de aktif bağışıklık oluşturmak mümkündür. Aşılama programları sayesinde tarihte çok sayıda çocuk ve yetişkinin ölümüne neden olan birçok hastalık ya görülmez ya da çok hafif atlatılır hale gelmiş ve insan ömrü bu sayede uzatılabilmiştir.
Aşılarla elde edilen bağışıklık doğal bağışıklık kadar olmasa da tatmin edici sürelerde koruyuculuk sağlamaktadır. Oluşan antikor seviyeleri düştüğünde ek doz aşılama ile tekrar bağışıklık kazanılabilmektedir. Aktif bağışıklık dediğimiz aşılama programlarının yanı sıra pasif bağışıklık olarak adlandırdığımız bir bağışıklık türü daha vardır. Bu da anne sütü ile bebeklerin yaşamın ilk yıllarında aldıkları antikor ve aktif bileşenler sayesinde dış zararlılara karşı korunabildiği durumdur.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.