Keşan’da “Saros’uma Dokunma Mitingi” düzenlendi. Saros Körfezi’nde Botaş tarafından yapımı devam eden FSRU liman projesine karşı Keşan Kent Konseyi ve Saros Gönüllüleri Platformu öncülüğünde miting düzenlendi. “Saros’a Adalet İçin Saros’uma..
Keşan’da “Saros’uma Dokunma Mitingi” düzenlendi.
Saros Körfezi’nde Botaş tarafından yapımı devam eden FSRU liman projesine karşı Keşan Kent Konseyi ve Saros Gönüllüleri Platformu öncülüğünde miting düzenlendi.
“Saros’a Adalet İçin Saros’uma Dokunma” sloganıyla yapılan mitinge Gelibolu Kent Konseyi ile birlikte Saros Gönüllüleri, Disk Emekli Sen, Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu, Validebağ Gönüllüleri Derneği, Keşan Doğa Çevre Derneği, İda Dayanışma Derneği, Eğitim Sen, Çanakkale Doğa ve Çevre Platformu da destek verdi.
Keşan ilçe merkezi Anafartalar Caddesi’nde sivil toplum örgütleri ve bazı siyasi parti temsilcilerinin de katılımıyla toplanan binlerce kişi, açtıkları pankart ve ellerinde taşıdıkları dövizlerle sloganlar atarak, Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü.
Cumhuriyet meydanın da bir konuşma yapan Keşan Kent Konseyi Başkanı Hasan Karagöz, FSRU inşaatının durdurulması için Saros Dayanışma Gönüllüleri ve Kent Konseyi’nin yürüttüğü hukuki süreç hakkında bilgi verdi. Karagöz, “Saros’a adalet istiyoruz. Bugün burada bu coşku bu katılım herhalde sağır kulakları açmış, kör gözleri parlatmıştır. Burada halkın gerçeğini görmüşlerdir. Umarız ki biz mitingi sonlandırdığımız anda, yetkililer gidip makineleri bağlar, mahkeme kararlarını uygularlar. Sadece 2’nci Çed davamız kaldı. 4 Ağustos’ta Edirne İdare Mahkemesi’nde, duruşmalı mahkememiz var. Bugün buraya katılan kitlenin en az 3-5 katını oraya taşımaya var mısınız? Bu memlekette hakimler var, yargıçlar var. Bunu düzelteceğimize inanıyoruz” dedi.
Saros Gönüllüleri Temsilcisi Mürşide Çoban da bir konuşma yaparak, “Hukuksuz başlatılan, FSRU doğal gaz ve petrol taşımacılığı limanı, körfezimize her gün telafisi mümkün olmayan, zararlar vermeye devam ediyor. Bu liman yapıldığında, Katar’ın doğal gazını Avrupa’ya taşıyacak olan, 100 bin tonluk dev kargo gemileri, 400 m uzunluğunda boylarıyla, 10 m çaplı pervaneleriyle, sığ deniz dibini ters düz edecek, körfezin flora ve faunasını tamamen bozacaktır.
Dış ticaret için başka ülkelere verilmiş sözler uğruna, arazi sahiplerine bilgi dahi verilmeden vatandaşın Ata topraklarına ansızın girilmiştir. İki kez Çed raporunu iptal ettirmiş olmamıza, tüm itirazlarımıza, devam eden mahkeme sürecimize ve en önemlisi bölge halkının projeye karşı olmasına rağmen gece gündüz demeden, son hızla yıkıma, talana devam edilmektedir.
Botaş ve yüklenici firma, tüm çevredeki Saros sakinlerini, her gün hafriyat tozu, gürültüsü ve görüntü kirliliğine boğarak, adeta gümrükten mal kaçırır gibi bir telaşla çalışıyor. Her liman direği için, deniz tabanını 50 metre delip, tüm deniz canlılarını yok ederek, Saros’un tabanına tonlarca beton dökülüyor.
Kaptan Cousteau’nun Kızıldeniz’e eş güzellikte dediği, dalış turizmi yapılan deniz dibi güzelliği hallaç pamuğu gibi atılarak, hunharca zarar verilerek ilerleniyor. Kendi kendini temizleme özelliğine sahip, dünyanın en özel denizlerinden biri olan körfezimizin ne yazık ki dış kaynaklardan artarak gelen kirliliği temizlemesi, mümkün olmayacaktır. Her gün tüm kıyılardaki gönüllülerimizden aldığımız şikayetlerle görüyoruz ki; inşaatın yarattığı tahribat ile daha şimdiden deniz suyumuz hızla kirlenmektedir. Biz Saros Gönüllüleri, Saros Körfezinin; İzmit, Aliağa, Bandırma Körfezi gibi balçık haline dönmesini istemiyoruz.
Ayrıca bu projenin bu bölgeye ne istihdam, ne doğal gaz ihtiyacını karşılama gibi hiç bir faydası yoktur, olmayacaktır. Botaş’ın dış alım satım anlaşmaları gereğince bu terminalde dönüştürülen tüm doğal gaz Avrupa ülkelerine transfer edilecektir. Başından beri savunduk ki; seçilen bu bölge yanlıştır. Liman inşaatının yalnızca 7 km ilerisinde aktif Ganos fay hattı bulunmaktadır. Olası depremde, yaşanacak bir kazada, bir doğal gaz tankerinin patlaması, Hiroşima’ya atılan atom bombasının tam 55 kat büyüğünde yıkım gerçekleştirecektir. Böyle bir durumda bölgede tek bir canlı bile kalmayacaktır.
Bugüne kadar Trakya Platformu’nun ve Keşan Kent Konseyi’nin desteğiyle yürüttüğümüz mücadelemizde, 45 bin ıslak, 130 bin Change.org’da olmak üzere toplam 175 bin imzamız var. Tüm sahil kesimlerinde ve hatta yurdun her köşesinde on binlerce gönüllümüz bulunmaktadır. Bugün bu alanda bir kez daha gördük ki halk bu limanı istemiyor. Bu nedenle sesimizi daha da yükselterek, hep birlikte bir kez daha haykırıyoruz. Halk bu Limanı istemiyor, istemiyoruz.
Sadece halk da değil, bu güne kadar 3 dava açtık, bölgede 3 kez keşif yapıldı, keşif için gelen her biri ayrı disiplinden uzman bilim insanları da bizi doğruladılar, desteklediler, lehimize karar verdiler. Bilimin esasına ve hukukun üstünlüğüne inanarak yol aldığımız süreçte bugüne kadar pandemi nedeniyle elimiz kolumuz bağlı beklemek zorunda kaldık.
Artık sabır taşı çatlamıştır. On binlerce ağacımız kesildi, verimli tarım arazilerimiz yok oldu. Yetmedi, köylünün arazisine “Buradan yol şurada şantiye yeri lazım” denilerek tutanaklar imzalattırılıp işgal edilmeye, el konulmaya devam edildi.
Çed raporlarında 270 m uzunlukta yapılacağı söylenen liman, ihalede 320 m uzunluğuna çıkarılmış olup Çed raporuna da riayet edilmediği ortaya çıkmıştır. Belli ki; proje bitinceye kadar veya bittikten sonra; petrol kimya tesisleri, yan sanayi tesisleri, gemi bakım, onarım alanları, depo, ek bina, müştemilat gibi ihtiyaç duyulması muhtemel ilavelerle de alanının genişlemesinin önü açık bırakılmıştır. 2018 yılında turizm koruma ve geliştirme bölgesi ilan edilen bölgemize, aynı yıl inşaat başlatılarak yapılan bu zulüm artık dayanılmaz olmuştur.
Saros milyonlarca yılda oluşmuş özel kapalı bir habitattır. Önce turizm koruma ve geliştirme bölgesi ilan edip, aynı yıl inşaata başlamış olmanız hiç samimi değildir. “Ben yaptım oldu” mantığıyla körfezimizi yok etmeye hakkınız yoktur.
Neden Saros? Neden? Cennetimizi cehennem ediyorsunuz? Körfezimizin doğal halinden, cennet kıyılarımızdan, denizimizden, güneşimizden, temiz havamızdan ne istiyorsunuz? Bırakın. Her yıl Saros’dan milyonlarca insan faydalanıyor, bundan sonrada çocuklarımız, torunlarımız faydalanmaya devam etsin.
Bu proje Trakya’nın, hatta tüm ülkenin maddi manevi zarar göreceği, ekonomik ve kültürel kalkınmaya darbe vurulacağı bir yıkım projesidir. Farkında değil misiniz? Bin kere söyledik gene söyleriz, bıkmadan, usanmadan, bin kez daha söyleriz, bu liman için seçilen yer yanlıştır.
Boru hattı için 10 bin ağaç kesildi. Anayasamızın 169. Maddesi, “Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir” diyor. Botaş ise Anayasa’yı çiğneyerek boru hattını mümkün olduğunca yanan orman alanlarına yerleştirdik” diyerek suç işlediğini itiraf ediyor.
Eyyy Botaş! Ülkemiz Katar’ın vilayeti değildir, Avrupa ülkelerinin taşeronu ya da maşası hiç değildir. Ülkemiz, ticari anlaşmalar yaparken kendi coğrafyasını ve habitatını kirletme uğruna, bu ticari anlaşmalara taraf olamaz, olmamalıdır. Botaş Saros’dan çıkıncaya kadar ve bozulan her yer rehabilite edilinceye kadar mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Buna inancımız tamdır” dedi.
Keşan’da düzenlenen Saros’uma dokunma mitingine Gelibolu’dan Gelibolu Kent Konseyi ve Saros Gönüllüleri katılırken, vatandaşlar da Gelibolu Belediyesinin katkıları ile otobüslerle veya kendi araçları ile gelerek destek verirken, Gelibolu Belediye Başkanı Mustafa Özacar ile birlikte Gelibolu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yönetim kurulu, Gelibolu Tarih ve Çevre Derneği yönetim kurulu, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de destek verdiler.
Saros’uma Dokunma Mitinginde sahne alarak eyleme destek veren sanatçı Haluk Levent ile yerel müzik topluluğu Grup Dörtyol seslendirdikleri şarkılar ile ses getirdiler.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.