Son Dakika: Çanakkale Teknopark Anadolu’da Yine Zirvede *** Biga’da Uyuşturucu Operasyonu Yapıldı *** CHP’li Güneşhan: “Deprem Bölgesinde Eğitim Büyük Sorun!” *** Gazetecilerden İl Genel Meclisi Başkanı’na Ziyaret *** 101 Anne Yüzlerce Öğrenci İle Buluştu *** WhatsApp Haber Hattı: 05437951277

Topal Ördek Devrimi…

Yine sıra dışı bir seçim süreci yaşadık. Bir yanda Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün makamları ve bütün bakanlarıyla (sözde) AKP Devlet’i… Onun hemen yanında, yakalarına taktıkları üç hilalden de utanmadan, AKP..

Topal Ördek Devrimi…
Yayınlanma: 447 Okuma

Yine sıra dışı bir seçim süreci yaşadık.

Bir yanda Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün makamları ve bütün bakanlarıyla (sözde) AKP Devlet’i…

Onun hemen yanında, yakalarına taktıkları üç hilalden de utanmadan, AKP için oy isteyen Devlet Bahçeli’nin (güya) milliyetçi ve mağrur MHP’si…

Karşılarında ise, Türk milletinin hainlikle, teröristlikle suçlanan ve 20 yıldır her türlü çirkin yakıştırma ile aşağılanan, üstelik muhalefeti de darmadağın olmuş mağdur bir halk kesimi…

Ne yıllardır adam yerine konulmuş, ne bir sözü dinlenmiş ve üstelik enflasyon ve hayat pahalılığının bir silindir gibi üzerinden geçtiği vatansever bir halk kesimi…

Nihayetinde seçimler bitti.

O hor görülen, haykırsa bile zor görülen, diklenirse defteri dürülen o halk kesimi var ya… İşte onlar dün gece mağrur ittifaka öyle bir Türk tokadı attı ki, birinin yüzüne morluklar otururken, diğeri dün geceden beri başının üzerinde uçuşan yıldızları saymakla meşgul.

Aynı cin çarpmışa döndüler, devranın dönüşünün şaşkınlığıyla gözlerine far tutulmuş tavşan gibi bakıyorlar.

Aslında bu sürecin işaret fişeği çok daha önceden atılmıştı. Taa 2019’da atılmıştı.

O zaman yapılan seçimde de; her zamankine benzer, bazı yerlerde Cumhur İttifakı, bazı yerlerde ise Millet İttifakı kazanmıştı.

Sonuçta seçimi kazanan belediye başkanları ile kaybeden başkanlar çok zorlu da olsa yer değiştirmişti.

Fakat o 2019 seçiminin bütün seçimlerden ayrı olarak özel bir hususiyeti vardı.

Çünkü öyle il ve ilçeler vardı ki; buralarda değişen şey yalnızca belediye başkanları olmadı.

Ne değişti?

Mesela anlayış değişti.

Lütfen O günleri biraz düşünün, mutlaka hatırlayacaksınız…

O değişimle birlikte Antrikot ile musakkayı aynı görmeyen bir anlayış geldi. Alt tabakaya musakkayı, kuru fasulyeyi dayayıp, üst tabakaya antrikot, incik veya gerdanı layık ve adil gören, ben merkezli bir anlayış değişti.

Değişim sadece belediye mutfaklarında mı oldu?

Kesinlikle hayır.

Mesela artık, parti mitinglerine; belediye otobüsleri, şehir hatları vapurları, metrolar ve trenler malum partinin elemanlarını bedavadan taşımadı.

Bazı partiler için, bindirilmiş kıtalar organizasyonları ve fütursuzca yapılagelen gövde gösterileri yapılamamaya başladı.

Mesela, artık belediye çalışanlarına kısa mesajla, ince tehdit içeren parti mitinglerine katılma talimatları verilemedi, verilse bile iplenmemeye başlandı.

Miting alanlarında yandaşa kandaşa bedava döner, haybeden köfte ekmek, hamit olarak sucuk ekmek, sebil olarak da milli içkimiz ayran dağıtılamamaya başlandı.

Yine miting alanına gelen AKP’lilerin ellerine tutuşturulan parti flamalarının, Erdoğan’a destek pankartlarının, parti logolu şapka veya tişörtlerin paraları da artık belediyelerin kasalarından ödenemedi.

En azından el değiştiren belediyelerde; partizanlık, yandaşlık ve kandaşlık hukuku ile liyakatsiz işe almalar ve ideolojik kadrolaşmalar durdu.

Belediyelerde gerçekten alın teri ile çalışıp hizmet edenler, bu hizmetlerine ve bu hizmetlerinin karşılığı olan maaşlarını, analarının ak sütü gibi helal olarak almaya devam ettiler. Bu uygulama partizan zihniyete çok büyük bir darbe vurdu.

Arpalık dönemi kapandı.

İhaleleri ihale salonlarında değil de ahbap çavuş ilişkisi ile muhabbet sofralarında bağlayanların ellerindeki yağlı kuyruk, aynı yağlanmış bir halat gibi kayıp gitti!

Tabi buna bağlı olarak, olan, AKP’li ve AKP sempatizanı dernek vakıf vb. kuruluşlara oldu.

Nasıl mı?

El değiştiren belediyelerin ballı ihalelerinden, artık haybeden kazanç sağlayamayan müteahhitler, artık bu iktidara müzahir yapılara bonkör bağışlar yapamamaya başladılar. Aralarındaki her şey duygusal olduğu için kopuşlar başladı.

Yine belediyelerin kasalarından, bir yolu bulunarak yandaş ve kandaş dernek ve vakıflara aktarılan yağlı paranın, araç, mal ve mülkün musluğu kesildi.

Bu nedenle, TÜRGEV, TÜGVA, YETEV, KEV, İYV ve Ensar gibi vakıf ve dernekler ile okçuların canları fazlasıyla sıkıldı. Para olmayınca cilalı gösteriler de puslandı.

Bir de o güne kadar, AKP’nin babasının malı gibi kullandığı billboardlar, alt geçit ve üst geçitler gibi birçok yerde bulunan reklam/algı panoları vardı.

Ne oldu bu panolar?

Eskisine göre çok daha adil kullanılmaya başlandı.

Tabi AKP de kullandı…

Ama nasıl? “Para peşin kırmızı meşin…”

Mesela artık toplantıları için salon bile bulamayan muhalefetin işi kolaylaştı. Toplantılarda medyada ve billboardlarda muhalefet, eskisine nazaran daha bir görünür hale geldiği için, halka meramını daha doğru anlatabilmeye başladı.

İstihbaratçılıkta bir söz vardır, “izin de izi kalır” denir, yine Kurtlar Vadisi dizisinde de çok güzel ifade edildiği gibi “iki kişinin bildiği sır değildir”. Önceki belediye yönetimleri ne kadar gizli yolsuzluk ve ne kadar hukuksuzluk yapmışlarsa, hepsi yavaş yavaş bile olsa, ortaya çıkmaya başladı.

E tabi, her ortaya çıkanın bir de hesabı olacaktı!

Partizanlık nedeniyle hizmet gitmemiş bölgelere güzel hizmetler gitmeye başladı.

Sağa sola çarçur edilmeyen paralarla zenginleşmeye başlayan muhalefet belediyeleri; zaruri hizmetlerin birçoğunu halka ücretsiz veya çok cüzi ücretlerle verebilir hale geldiler. İstanbul’daki kent lokantaları ve Ankara’daki sosyal destek projeleri gibi halkçı projeler halkın gönlünü kazandı.

İmamoğlu ve Yavaş seçildiklerinde AKP’li Cumhurbaşkanı onlar için “Topal Ördek” benzetmesi yapmış ve onları yine küçümsemişti.

Fakat gidişat hiç de öyle olmadı.

Evet, “Gönül Belediyeciliği” sloganını AKP bulmuştu. Ama gönüllere girebilenler ise topal ördekler oldu…

Bilinir ki, neredeyse bütün kaleler, ilk önce surlarında açılan birkaç gedikten sonra düşmüşlerdir.

Onun için, her surda (ne pahasına olursa olsun) açılan ilk gedikler önemlidir. İşte o gedikler, surlara tırmananlar için zaferin işaret fişekleri gibidir.

Evet, 2019 seçim sonuçları muhalefet için bir zafer ve iktidar için de bir hezimet değildi.

Fakat o seçimde çok özel bir şey olmuş ve iktidarın yıkılmaz sanılan güçlü surlarındaki ilk gedikler açılmıştı.

O gedikleri bir türlü hazmedemeyen ve bir türlü de kapatamayan AKP, hırçınlaştıkça hırçınlaştı ve bu belediyeleri çalıştırmamak adına elinden geleni arkasına bırakmadı.

Oysa hepsi aynı devletin kurumları ve aynı milletin teşkilatlarıydı.

Bakın, belediye meclislerindeki görüşmelerin canlı olarak yayınlanması zekâ dolu bir hamleydi. Bu hamle sayesinde millet, kendi yararına olan birçok işin, sırf partizanlık uğruna milletin gözünün içine baka baka nasıl engellendiğini şaşkınlık içinde gördü?

Engelleyebildiler mi? Her icraatı olmasa da, teknik olarak evet!

Peki, engellediler de ne oldu?

Daha dün, millet de onları engelledi!

Yeni bir dönem başladı ve artık “dediğim dedik, çaldığım düdük dönemi bitti”!

Mesela büyük bir hınçla indirilen “TC” tabelaları, o topal ördekler tarafından yerlerine geri asıldı. Yeni alınan belediyelerde de asılmaya devam edilecek.

Artık cin şişeden çıkmış, milletin beklentileri katlanmış ve içimizdeki ümit kuşları kanatlanmıştı.

İşte bu seçime giden yol, o topal ördekler tarafından açılan yoldu.

Bugün, muhalefet tam 20 yıldır hasretini çektiği, büyük bir zaferi kutluyor.

İktidar ise açıkça kaybetti.

Eninde sonunda kaybedeceklerdi…

Şimdi KAYBETTİLER!!!

Kendilerini kaybeden tarafta görüp üzülen vatandaşlarımıza sesleniyorum: LÜTFEN ÜZÜLMEYİNİZ.

Çünkü kaybeden siz değilsiniz.

Kardeşlik değil, yandaşlık ve kandaşlık kaybetti!

Aslında birlik ve dirlik değil, ayırmacılık ve kayırmacılık kaybetti!

Hak ve hukuk değil, adaletsizlik, haksızlık, hukuksuzluk ve liyakatsizlik kaybetti!

Alın teri dökenler değil, “Çalıyor ama çalışıyor” diyenler kaybetti!

Ülkeyi mülteci kampına çevirenler kaybetti!

Topraklarımızı yabancılara satanlar, paramızı pul, insanımızı kul edenler kaybetti!

Hırsızlık, arsızlık, pişkinlik, kurnazlık ve düzenbazlık kaybetti!

Vatandaşlık değil saltanat, saraylılık ve sultanlık kaybetti!

Doğrular değil, eğriler kaybetti!

Sürekli olarak kandıranlar ve kandırılanlar kaybetti!

Tarikatçılık, cemaatçilik ve dinbazlık kaybetti!

Dindarlık değil, kindarlık kaybetti!

Türk düşmanları ve Türk düşmanlığı kaybetti!

Krallar ve troller kaybetti!

Kibir kaybetti!

Zalimlik ve hainlik kaybetti!

Bu ve buna benzer mefhumların kaybetmesi, Türk Milleti için kayıp değil KAZANÇTIR… İyi yönde bir kabuk değişiminin ve arınmanın başlangıcıdır.

Büyük Türk Milleti’ne hayırlı olsun.

Artık, kara bulutların arasından parlak bir güneş görünmeye, gökyüzü masmavi parlamaya, baharın bütün renkleri ülkemizi bezemeye, güzel bahar kokuları burunlarımızı mest etmeye başlamıştır.

Bugün surlarda açılan ilk gediklerden sonra, demir dağların erimeye başladığı gündür. Artık Türk’ün Ergenekon’dan yeniden çıkışı ve Türk Birliği hayalinin gerçeğe dönüşmesi çok daha yakındır.

İkinci parti haline düşmüş olan bir hükümet, artık bir topal ördektir.

Bu bir devrimdir.

Partilerin bir araya gelip yapamadığını; stratejik akılla ve tereyağından kıl çeker gibi yapan, büyük bir Millet devrimidir.

Kendilerine topal ördek diyenleri topal ördeğe çevirenlerin devrimi…

“Topal Ördek Devrimi…”

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.