Tv’de Haberleri İzliyorum…

Avrupa da hangi ülkede kaç saat çalışıp, bir kilo et alınabileceği anlatılıyor..
Türkiye de ki altı saate karşı mesela, hayranı olduğumuz Almanya da 1.1 saat, yine hayranı olduğumuz Fransa’da 1.5 saat çalışmak yeterli oluyormuş.. Bir zamanlar sefilliği ile bizi üzen Romanya da bile bu rakam 1.9 saat..
Bu hesabı nasıl yapmışlar doğru mu bilemem ama aslında etobur bir canlı olan insan etsiz de doymuyor..

Yıllar evvel Arjantin de etin kilosunun ve miktarının Türkiyenin dört katı fazlası olduğunu okumuştum..
Kırgızların Türkmenlerin etsiz sofraya garip garip baktıklarını da iyi bilirim..
Buna rağmen bu ülke insanlarının karnının iyi doyması dışında pek başarılarını da görememişizdir..

Az kıymalı yemekler yiyen ve buğday besleme halkımız bence fazlasıyla zeki!!
Arjantinden ne çıkmış Maradona, Messi, bol spagetti, pizza yiyen İtalya da ise çok şey var..
Hadi çık işin içinden..

Zaten etin fazlası da gut ve başka kalp damar hastalıkları yapar..
Yoksa haşa keramet domuzda mı?

Her neyse beni yaralayan ise haberin sonunda ki kalkan balığı oldu..
Pahalılıktan Sinop’ta çıkan, Kalkan balığını ortaklaşa alıyorlarmış..
Balık istifi olamayacak kadar az kalkanlar tezgahta yan yana yatıyorlardı..
Bir tanesi kafasını kaldırıp kaldırıp solungaçlarını açıp açıp son nefesini almaya çalışıyordu daha doğrusu suyunu arıyordu..

Al onu sudan, karada boğ, sofrana koy az kalkan yiyorum diye üzül..
Hayat bu işte kalkanın son nefesini verirken, oluşan insanın otopsisi..
Kurufasulye yi kaşıklamaya devam..
Afiyet olsun..