Şiddetin her türüne toplum olarak, sözde karşıyız. Fakat maalesef ki, bunu hayatımıza geçiremiyoruz. En ufak bir söz dalaşında dahi öfkemize yenik düşüyoruz ve başlıyoruz karşımızdaki insana yada insanlara şiddet uygulamaya…
Şiddetin her türüne toplum olarak, sözde karşıyız.
Fakat maalesef ki, bunu hayatımıza geçiremiyoruz. En ufak bir söz dalaşında dahi öfkemize yenik düşüyoruz ve başlıyoruz karşımızdaki insana yada insanlara şiddet uygulamaya.
Sanıyorum kendimizi yeteri kadar ifade edemeyişimiz, karşımızdaki insana anlatamayışımız bunu körüklüyor. Bazen geri dönülmez yaralar açıyor hayatımızda uyguladığımız şiddet hem karşımızdakinde, hem de bizler de.
Aslında hepimiz patlamaya hazır bir bomba gibiyiz. Sanki bir kıvılcım bekliyoruz patlamak için. Galiba öncelikle kendimizi tanımıyoruz, yeterince sevmiyoruz. Hep karşımızdaki insanları gözetleyip gözlemekten kendimize vakit ayırmıyoruz tanımak için. Onun için de çok sevgisiziz.
Yaptığımız her iyilik karşısında dahi karşılık bekliyoruz. Bilmiyoruz ki iyilik karşılık beklenerek yapılmaz. Zorla da yapılmaz. Yapmış olmak için ise hiç yapılmaz. Birilerine göstere göstere yapılan iyilik ise, beş para etmez.
Ama günümüzde herkes böyle yaşadığı ve karşısından hep bir beklenti içinde olduğu için, bu haldeyiz. Paranoyak bir toplum olduk çıktık.
Severken bile öyle sahiplenerek seviyoruz ki, aşık olduğumuz kişiye, ya benimsin ya kara toprağın diyecek kadar, işi ileriye götürüyoruz.
Şu son senelerde kadın ölümleri oranının artış göstermesi ne kadar vahim bir durumda olduğumuzun göstergesi. Kimisi sevgilisini, kimisi nişanlısını, kimisi de karısını, göz kırpmadan öldürür oldu ülkemizde.
Niye, niçin, neden bu kadar öfke?
Olmuyorsa olmuyordur. Bir ilişki yürümüyorsa medeni insanlar gibi yolunuzu ayırırsınız, biter gider.
Nasıl bir sahiplenmedir bu? Nasıl sakat bir düşüncedir ki, o yetmez gibi kayınvalidesini, kayınpederini, kardeşlerini hatta çocuklarını öldüren insanlarla alakalı haberleri, hemen hemen her gün izler olduk, okur olduk.
Okudukça yada izledikçe siz de ister istemez etkileniyorsunuz bu tarz haberlerden. Haberleri son zamanlarda korkarak izliyoruz hepimiz. İzlemezseniz de bir takım gerçeklerden uzak kalıyorsunuz. Durum bu kadar ciddiyken bir de bakıyorsunuz mecliste sizin bizim seçtiğimiz vekiller de bir kavga içerisinde. Laptoplar, ipadler havalarda uçuşuyor.
Ve bir kere daha düşünüyorsunuz, bu insanlar mı şiddet karşıtı? Bu insanlar mı kadın ölümlerine dur diyecek? Hiç mi uzlaşamaz insanoğlu bir konuda? Hiç mi bir ortak nokta bulamaz?
Ama şahsi menfaatler toplum menfaatlerinin önüne geçince sanıyorum gelinen nokta bu oluyor. Ben demekten, benim dediğim doğru, demekten ne zaman vazgeçeriz ne zaman kendimize dönüp önce kendimizi insan sıfatına sokarız, işte o zaman belki bir şeyler değişir bu ülkede.
Ben kendi adıma artık kadın ölümleri görmek istemiyorum. Hiçbir canlının öldürüldüğünü görmek istemiyorum.
Lütfen kendimize gelelim. Bir silkelenelim. Hiçbir insanın Yaradan’ın yarattığı bir canlının hayatını elinden almaya hakkı yoktur, hele bilerek.
Biz kim oluyoruz ki, bu hakkı kendimizde görüyoruz. Bu ne vahşet. Kendimizi sevgiye odaklamalıyız. Her insanın değerli olduğu bilincini taşımalıyız. Önce kendimizi sevmeliyiz, sonra tüm Yaradılanı. Her canlıya hürmet etmeyi bilmeliyiz.
Bir ve beraber olabilmek dileklerimle.
Sevgiyle…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.