Araya giren deprem yazımdan sonra, önceden kaleme almış olduğum yazımı paylaşıyorum: Geçen gün Gelibolu’dan dostlarımız geldi. Uzun uzun sohbet edip Gelibolu’yu ve güzel günlerimizi andık. Konuşurken çok önemli bir şeyi..
Araya giren deprem yazımdan sonra, önceden kaleme almış olduğum yazımı paylaşıyorum:
Geçen gün Gelibolu’dan dostlarımız geldi. Uzun uzun sohbet edip Gelibolu’yu ve güzel günlerimizi andık. Konuşurken çok önemli bir şeyi fark ettik. Bodrum inanılmaz derecece bozulmuş durumda. Çocukluğumdan beri geldiğimiz Bodrum’a taşınalı yaklaşık dokuz yıl oldu. Arkadaşım da yıllarca hep Bodrum’a gelip giden ve normalde burayı seven birisi ama o da artık Bodrum’un bozduğunu düşünüyor. Gelenlerin çoğu artık rotasını değiştiriyor; çünkü burada her yer binalarla doldu. Buna istinaden yeşil alanlar katledildi ve inanılmaz bir nüfus artışı yaşandı. AVM sayısı gün geçtikçe artıyor ve trafik İstanbul’u aratmıyor. Şehir içinde ölümlü kazalar meydana geliyor. Peki, bu neden böyle oldu? Bunun en büyük etkeni, herkesin turistlere yönelik bir şeyler yapması; ayrıca Büyükşehir olma çabası.
Gelibolu’da durum bu değil ve bundan dolayı da çok memnunum. Turizm odağı olan bir yer, yanlış stratejilerle inanın bana iyiye gitmiyor. Buradaki esnafların çoğu turistten medet umuyor ve yaz kış oturanları hiçe sayıyor. Bir yere gitmek istediğinizde maaşınızı bırakma olasılığınız çok yüksek. Kumsal diye bir şey zaten yok. Her yer birileri tarafından işgal edilmiş durumda ve inanın bana iş mecburiyeti olmasa, durulmaz artık buralarda. Bırakalım, doğal güzellikler ve tarih kalsın. Sahillerde turistlerin olması mı gerçekten de önemli olan? Bir yerin Büyükşehir olma çabası nedendir? Bir yer dolup taşınca her şey daha mı iyiye gider? Kırk yıllık dostlarımızla sohbet edip, güzel vakit geçirmek yetmez mi? Ben yerel şeyleri daha çok seviyorum, bu yüzden de Sardalya Festivali dönemi her zaman favorimdir. Yapılan basket ve voleybol maçlarını izlemenin verdiği keyif bambaşkaydı, akşamında konser ve eğlenceler ve daha neler neler yapılırdı. Bunlar yerel halk için yapılan güzel bir şey, zaten meyvesi de yeniliyordu ama son yıllarda Festival ile ilgili iptal kararları alınması beni çok üzüyor. Eğer turist çekme amaçlı bir iptalse çok üzülürüm. Kabul, eskisi kadar yerliler yok, çoğu iş veya başka nedenlerden dolayı taşınmak durumunda kaldı ama gözlemime göre hepsi bir şekilde Gelibolu’ya tatil için de olsa geliyor. Ben şuanda Hamzakoy’da olmayı ne kadar çok istiyorum anlatamam. Değerini bilelim. Bakın büyümeyin demiyorum, elbette bazı mağazalar vs. açılır. Mesela iş olanakları biraz artsa çoğu arkadaşım yeniden Gelibolu’da dönmek istiyor, tıpkı bizim gibi! Eksik olan şeyler var tabi ama bunu kendimiz için yapalım, Gelibolu için yapalım, turist için değil, ki durum bu olduğu için içime biraz su serpiliyor. Tek eksik Festival! Şunu da eklemeden geçemeyeceğim. Şengül Hamamı’nın restorasyonunun neredeyse sona gelmiş olduğunu gördüm ve bu beni mest etti. Keşke eski, güzel müstakil evlerin apartman olmasına izin verilmeseydi de, onlar da tarihimize uygun kalsaydı.
Bu aralar yazı yazmak zor geliyor. Gürültü ve kafa doluluğunun yanı sıra deprem stresinden ötürü biraz yazılarıma ara veriyorum. Roma Dondurmacısı’ndan sakızlı top alırsanız beni anın. Hamzakoy’a da selamımı söyleyin.
Her zamanki yaz aramı veriyor ve Eylül-Ekim gibi görüşmek üzere diyorum! Herkese iyi tatiller.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.