Çanakkale Tabip Odası Başkanlığı tarafından bir basın açıklaması yapıldı. Yapılan basın açıklaması şöyle; Çanakkale Devlet Hastanesi doktorları, hemşireleri, tüm sağlık çalışanları olarak Çanakkale’ye duyurmak isteriz ki, sağlık sistemimizin sorunları altında..
Çanakkale Tabip Odası Başkanlığı tarafından bir basın açıklaması yapıldı.
Yapılan basın açıklaması şöyle;
Çanakkale Devlet Hastanesi doktorları, hemşireleri, tüm sağlık çalışanları olarak Çanakkale’ye duyurmak isteriz ki, sağlık sistemimizin sorunları altında artık tahammül edilemez şekilde yıprandık, tükendik, sorunlarımıza muhatap bulamıyoruz ve çözüm üretemiyoruz.
Zaten ağır bir iş yükü içindeyken, hayatlarımıza pandeminin girmesiyle birlikte çalışma saatlerimiz olağanüstü arttı, aylarca izin hakkımız elimizden alındı, izin hakkımız geri verildiğinde ise çalışan sayısının yetersizliği nedeniyle, çalıştığımız birimleri zor durumda bırakmamak için ancak çok kısa sürelerle izin kullanabildik.
Şu an itibariyle pandeminin 3.pikini yaşıyoruz, vaka sayılarımız, servis ve yoğun bakım yatış sayımız çok yüksek. Mevcut genel yoğun bakımımızı, 2 covid yoğun bakıma ek olarak covid yoğun bakıma çevirmek zorunda kaldık. Bu durum yoğun bakım gerektirecek diğer hastalık durumları için de yatak bulma sıkıntısı yaşayacağımız anlamına geliyor. Covid yoğun bakımlarında ise hemşirelere şimdiye kadar aylık görevlendirmeler yapılırken, tam da pik döneminde hemşire yetersizliği nedeniyle iki aylık görevlendirmeler yapıldı, her 2 saatte bir içinde çalıştıkları tulumlarla çalışmaya devam edemedikleri için diğer gruba görev devrediyorlar. Daha önceki aylarda şiftlerde 3 hemşire görev alırken, yine hemşire yetersizliği nedeniyle şiftlerde 2 hemşire çalışmak durumunda, yani 11 yataklı yoğun bakımda hemşire başına en az 5 hasta düşüyor, bunun standardı üçüncü basamak bir yoğun bakımda hemşire başına 1 ya da 2 hasta düşmesidir. Bu kadar ayrıntıyı niye veriyoruz? Solunum cihazı ve yatağınızın olması bir yeri yoğun bakım yapmaya yetmiyor, yeterli sayıda personelinizi, dünya standartlarına uyarak, yıpratmadan çalıştırdığınızda yoğun bakım hizmeti vermiş oluyorsunuz. Bu koşullardaki bir çalışma sisteminde, hastalarımıza yoğun bakım hizmeti vermiş olmadığımızı, sadece yoğun bakımda ölme şansı vermiş olduğumuzu belirtmek isteriz.
Haftalık 40 saatlik çalışmanın çok üstünde ve geceli gündüzlü çalışan sağlık çalışanlarını rahatlatmak için, özellikle yeni hemşire atamalarının tüm Türkiye ‘de yapılmamış olması pandemiyle mücadele için büyük handikaptır. Yapılamamıştır demiyoruz çünkü hemşire yerine bekçi atamaları ya da hastanelere manevi yardımcı kadroları açılması devletin neyi öncelediğinin göstergesidir.
Pandemideki en ağır yükü taşımamıza rağmen ve sağlık bakanı tüm Türkiye önünde bizlere defalarca teşekkür etmesine rağmen, emeğimizin karşılığını görmedik. Yaptığımız işin parasal bir karşılığı olamazdı zaten ancak kendimizi değerli hissetmek ve çocuklarımızdan çaldığımız zamanlar için huzursuzluğumuz biraz olsun hafiflesin isterdik.
Bizi değerli hissettirmediniz.
Bize hakkınız ödenmez dediniz ve hakkımızı ödemediniz.
Yıllardır sağlık çalışanlarının maaşlarına anlamlı ve enflasyon karşısında onu mağdur etmeyecek bir zam yapılmadı. Daha da ötesi hakkımız olan maaşı vermeyip, doktorlara, maaşınızın geri kalanını performans sisteminden kazanacaksınız dediniz. Baktığınız hasta, yaptığınız ameliyat kadar puan toplayacaksınız ve döner sermayeyi bu yolla paylaşacaksınız dediniz. Elbette bu yolla kazandığımız para, emekliliğimize yansımayacaktı. Hakimler, savcılar baktıkları dava üzerinden, polisler yakaladıkları suçlu sayısından, mühendisler yürüttükleri proje üzerinden, öğretmenler öğrenci sayısına bakılarak mı maaşlarını alıyorlar??? Neden doktorlar hakkettikleri maaşı almadan, performans sistemiyle birbirleriyle yarıştırılarak kandırılmaya, uyutulmaya çalışılıyor??? Üstelik performans sistemi yoluyla kazanılan döner sermayeden hemşireler ve diğer sağlık çalışanları faydalanmıyorlar. Hemşireler ve diğer sağlık çalışanları bu sistem içinde sanki hiç yokmuş gibi davranılıyor ve emekleri hiçe sayılıyor.
Bitmedi, performans sistemi ile daha çok hasta bakmak durumunda kalan doktorlar, hastalarına daha az zaman ayırmak zorunda kaldılar. Hastaneler kalabalıklaştı. Ciddi ve komplike hastalıklar, emek isteyen hastalar performans sistemi içinde az puan ama çok emek gerektirdiği için sahiplenilmediler. Oysa ikinci basamak hastanelerde olması gerekmeyen ufak şikayetler için hastaneler dolup taşarken, ciddi ve komplike hastalıklarla boğuşan hastalar diğer hastaların arasında kayboldular.
Performans sistemi, çalışanların gelirleri arasında korkunç uçurumlar yaratmış, büyük bir haksızlığın ve eşitsizliğin aracı olmuştur. Çalışma ortamının barışını bozmuştur. Bizler artık performans sistemi ile uyutulmak istemiyoruz, maaşlarımızda hakkımız olan düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz.
Çanakkale Devlet Hastanesi’nde Ocak ayındaki döner sermayeden doktorların ancak 5’te biri yararlanmış, doktor dışı hiçbir sağlık çalışanı döner sermayeden pay almamıştır. Şubat ayında hastanenin elinde dağıtılabilecek bir döner sermaye olmadığı için covid servis ve yoğun bakımlarında çalışan hemşire ve doktorlar da dahil hiç bir çalışana ödeme yapılmamıştır. Tüm çalışanlar rutin işlerine devam etmelerine rağmen hastanenin elinde döner sermaye olarak parasının kalmama halinin, bakanlık tarafından araştırılmasını istiyoruz. Döner sermaye olarak dağıtılmayan para zaten yıllardır bize maaşımız olarak vermeniz gereken ama ısrarla maaşımız olarak vermediğiniz paradır. Sağlık Bakanlığı’nın, sağlık müdürlüğü ve hastane yönetimiyle iletişime geçerek döner sermayeyle ilgili sorunun nereden kaynaklandığını saptaması ve açıklaması gerekmektedir. Ve şunu da iletmek isteriz ki, kendi sağlığını riske atarak covid servis ve yoğun bakımlarında çalışan sağlık çalışanlarına, hastanenin parası olmadığı için ödeme yapılmaması Sağlık Bakanlığı’nın bir ayıbıdır. Covid çalışanlarına ek ödeme yapılması Sağlık Bakanlığı’nın güvencesi altında olmak zorundadır, döner sermaye üretemediği için parası olmayan hastanelerdeki covid çalışanlarının ek ödemeleri Sağlık Bakanlığı tarafından ödenmelidir.
Canını dişine takarak ve geceli gündüzlü, haftalık çalışma saatleri 40 saatin her zaman üzerinde çalışan sağlık çalışanları, uyduruk bir yıpranma payını değil, polislere, askerlere verildiği kadar, çalışma şekillerinin karşılığı olan anlamlı bir yıpranma payını hak etmektedirler. Sağlık çalışanları olarak yıpranma payımızı talep etmeye, her kamuoyuna seslenişimizde dile getirmeye devam edeceğiz.
Acil olarak, Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Müdürlüğü’nü sorunlarımızla ilgilenmeye ve çözüm üretmeye davet ediyoruz.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.